Uykusuzluk Yalnızlığa ve Reddedilmeye Yol Açıyor

0
1778

Yetersiz uyku kelimenin tam anlamıyla sosyal hayatınızı yok edebilir. California, Berkeley Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, yeteri kadar uyumayan insanların kendilerini daha yalnız hissettiklerini, başkalarıyla sosyalleşmek için daha az istek duyduklarını ve sosyal anksiyete bozukluğu olan insanlara çok benzer bir biçimde insanlarla yakın temastan kaçındıklarını gösterdiler.

Daha da kötüsü, uykusuz insanların yaydığı yabancılaşma titreşimi, onları başkaları için hiç de çekici olmayan bir hale getiriyor. Üstelik, iyi dinlenmiş insanlar uykusuz biriyle sadece kısa bir etkileşimde bulunduktan sonra bile kendilerini yalnız hissediyorlar.

14 Ağustos’ta Nature Communications’ta yayınlanan bu bulgular, uykusuzluk ve sosyalleşmekten kaçınma arasında çift yönlü bir ilişki olduğunu ortaya koyan ilk çalışma olmakla birlikte, aynı zamanda küresel yalnızlık salgınına da yeni bir ışık tutuyor.

Uykusuzluğa Bağlı Ölüm Riski Obezitenin İki Katı

Araştırmacılar uykusuz olan insanlara yabancıların onlara doğru yürüdükleri videolar gösterildiği sırada yaptıkları beyin taramalarında, normalde insanların kişisel alanlarının ihlal edildiğini hissettiklerinde sinir ağlarında aktive olan kuvvetli sosyal tiksinti faaliyetlerinin meydana geldiğini buldular. Uykusuzluk normalde sosyalleşmeyi teşvik eden beyin bölgelerinin aktivitelerinde de körelme meydana getirdi.

Çalışmanın kıdemli yazarı Matthew Walker, “Ne kadar az uyursanız o kadar az sosyalleşmek istiyorsunuz ve insanlar da sizi sosyal anlamda o kadar tiksinti verici buluyorlar. Ve kısır döngü, yalnızlık hissinin toplumlarda bu kadar yaygın olmasının büyük bir faktörü olabilir,” diyor.

Yapılan anketlere göre Amerikalıların neredeyse yarısı kendisini yalnız veya dışlanmış hissediyor. Dahası, yalnızlığın bir insanın ölüm riskini yüzde 45’ten fazla artırdığı ortaya çıkarılmış durumda. Ve bu oran, obeziteyle ilişkili ölüm riskinin tam iki katı.

Çalışma Nasıl Yürütüldü

Uykusuzluğun sosyallik üzerindeki etkilerini ölçmek için, araştırmacılar fonksiyonel MR, standart yalnızlık ölçümleri, filme alınmış simülasyonlar ve internet üzerinden Amazon’un Mechanical Turk servisi yoluyla anketler yapmak gibi bir dizi karmaşık deney yaptılar.

Önce, araştırmacılar 18 sağlıklı genç yetişkinin normal bir gece uykusu uyuduktan ve geceyi uykusuz geçirdikten sonraki sosyal ve sinirsel tepkilerini incelediler. Katılımcılar kendilerine doğru yürüyen ve yüzlerinde nötr bir ifade olan insanların videolarını izlediler. Videodaki kişi kendilerine fazla yaklaştığında, katılımcılar videoyu durdurdular ve bu da onların o kişinin kendilerine ne kadar yaklaşmasına izin verdiklerini kayıt altına aldı.

Tahmin edildiği üzere, katılımcılar uykusuzken videodaki kendilerine yaklaşan insanı çok daha fazla bir uzaklıktayken durdurdular. Bu mesafe, iyi dinlenmiş durumda olduklarında yaptıklarından yüzde 18 ila 60 oranında daha uzak bir mesafeydi.

Katılımcılar bu videoları izlerken beyin taramaları da yapıldı. Uykusunu almamış beyinlerde, normalde beyin potansiyel bir tehlike kaynağı olan bir kişinin kendisine yaklaştığını algıladığında aktive olan ve “yakın alan ağı” olarak bilinen nöral devrelerde faaliyet artışı meydana geldiği görüldü.

Buna karşın, beynin sosyal etkileşimleri teşvik eden ve “zihin kuramı” adı verilen bir diğer devresi, uykusuzluk nedeniyle kapandı ve sorunu daha da kötüleştirdi.

Çalışmanın internet üzerinden yürütülen bölümünde, Amazon’un Mechanical Turk servisinden bulunan 1000’den fazla gözlemci, çalışma katılımcılarının videolarını izleyerek düşüncelerini ve faaliyetleri tartıştı.

İnsanlar Uykusuz Kişilerle Sosyalleşmek İstemiyor

Gözlemciler katılımcıların uykusuz olduklarını bilmiyorlardı ve onları ne kadar yalnız göründüklerine ve onlarla sosyalleşmek isteyip istemediklerine bakarak değerlendirdiler. Her seferinde, katılımcılar uykusuz durumdayken, gözlemciler onları daha yalnız ve sosyalleşmek için daha az tercih edilebilir olarak değerlendirdiler.

Uykusuzluktan kaynaklanan yabancılaşmanın bulaşıcı olup olmadığını test etmek için, araştırmacılar katılımcıların videolarını izledikten sonra gözlemcilere kendilerini ne kadar yalnız hissettiklerini sordu. Şaşkınlık yaratan bir şekilde, normalde sağlıklı olan bu gözlemcilerin yalnız bir insanın sadece bir dakikalık videosunu izledikten sonra kendilerini yabancılaşmış hissettikleri ortaya çıktı.

Son olarak, araştırmacılar bir kişinin sadece bir gecelik iyi ya da kötü uyumasının onun ertesi günkü yalnızlık hissine etki edip etmediğine baktılar. Her katılımcının durumu, “Ne sıklıkla kendinizi yalnız hissediyorsunuz?” ve “Konuşacak kimseniz olmadığını hissediyor musunuz?” gibi soruları içeren standart bir anketle takip edildi.

Araştırmacılar bir insanın bir geceden diğerine kadar aldığı uyku miktarının, bir günden diğerine kadar onun kendisini ne kadar yalnız ve çekingen hissettiğini isabetli olarak belirlediğini buldular.

Walker, “Tüm bunlar gerekli olan yedi ila dokuz saatlik gece uykusunu uyuyanlar için iyi bir haber. Sadece bir gecelik iyi bir uyku bile insanların daha sosyal ve kendilerine güvenli hissetmesini sağlıyor ve üstelik insanların onlara çekilmesini sağlıyor,” diyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here