Bu taşların gizemine akıl sır ermiyor

Kosta Rika’daki kimisi devasa boyutlarda olan hassas şekilde yapılmış en az bin yıllık taş küreler tam bir gizem yumağı. Taşlarla ilgili Atlantisliler tarafından kullanıldıkları, bölgede yaşayan devlerin eseri oldukları, astronomik amaçlı inşa edildikleri gibi farklı açıklamalar mevcut

0
6012

Bir şirket, 1930’larda Kosta Rika’nın güneyinde, Diquis Deltası’nda ve Isla del Cano’da muz ekmek için satın aldığı yoğun tropikal ormanı yok edip tarım arazisi açmaya çalışırken ilginç bir keşfe imza attı.

Ağaçların arasında yüzlerce, bir kısmı iki metre yükseklikte devasa taş küreler buldular. Başta bunların doğal olarak bu şekle sahip oldukları düşünülebilirdi ama bu kadar çok taşın bu kadar hassas bir şekilde küre şekline sahip olması doğal nedenlerle açıklanamazdı. Tabii şirket bunları önemsemedi ve taşları araziden çıkarıp fırlattı, bir kısmı zenginlerin bahçelerini süslemeleri için satıldı.

İÇİNDE ALTIN VAR DİYE DİNAMİTLEDİLER

Bölge efsanelerinde ‘las bolas (toplar)’ ismi ile anılan bu taşların içinde altın olduğuna inanıldığı için bir kısmı dinamitle patlatıldı. İçlerinden altın çıkmadı ve taşlara ilgi kısa süre içinde bitti. Sadece birkaç araştırmacının incelemesine terk edildi. Bu süreçte çoğu, yerinden edildi, tarım alanı için yakılan ateşlerin ya da define avcılarının elinde yok edildi.
1970’lerde taşlara ilgi canlandı ve arkeologlar inceleme yapmaya başladılar. Bölgede birkaç santimetreden iki metreye kadar çeşitli büyükte, oyularak yapılmış 300’den fazla küre olduğu keşfedildi. Taşlar şaşırtıcı derecede hassas küre şekline sahipti, önemli bir kısmı gabbro isimli sert kayaların dövülmesi sonucu elde edilmişti.

Bu kayalar birkaç kilometre uzaktaki tepelerden getirilmişti. Kürelere bu şekil, taş çekiçlerle vurularak verilmişti. En büyük taşların ağırlığı 16 tonu buluyordu.
Peki, bu küreleri kim yapmıştı? Taş küreler üzerine yapılan çalışmalar bunların M.S 600 ila 1000 yılları arasında yapıldığına işaret ediyordu. M.Ö 200 yılına kadar geri gidebileceklerini söyleyenler de vardır. Yani bu küreler, 1000-1500 yıllıktı ve Batılılar gelmeden önce bölgede yaşayan halk tarafından yapılmıştı.
Bu halk muhtemelen bugün Disquis ismi ile bilinen kültürdü ve İspanyolların gelişi ile tarih sahnesinden iz bırakmadan kaybolmuşlardı. Geriye yazılı belge de bırakmamışlardı.

 

KÜRELER ÇOK DÜZGÜN

Peki, bu antik topluluk neden böyle devasa bir projeye başlamıştı. 16 tonluk devasa taşlara neden küre şekli vermiş, neden asırlarca bu gelenek devam etmişti? Sadece taş aletlerle bu kayalara nasıl bu kadar iyi küre şekli vermeyi başarmışlardı? Ne yazık ki bu sorulara kimse henüz net bir cevap veremedi, zira elimizde ne yazılı ne de efsanelerle gelen sözlü bir açıklama var.

Küreleri açıklamaya çalışan çok sayıda teori mevcut. Örneğin bunların Atlantis mimarisinin bir parçası olduğunu, oradan buraya getirildiğini iddia edenler var. Bunların Atlantisliler tarafından haberleşmede kullanılan anten görevi gördüğünü iddia edenler de var. Ivar Zapp, George Erikson, Colin Wilson ve Rand Flem-Ath gibi çok sayıda yazar, Atlantis teorisini savunmuştur. Tabii bu teoriyi ciddiye almak için hiçbir gerekçe yok ve daha önceki bir yazımızda ele aldığımız gibi Atlantis büyük ihtimalle sadece bir efsanedir.

Yine bu taşların iki metreyi bulan devasa boylarından dolayı, bunların aslında bölgede yaşayan devlerin oyuncakları olduğunu düşünenler de oldu. Bu teori de elbette ciddiye alınamaz; zira bölgede devler yaşadıysa onların toplar dışında başka devasa yapılar da bırakmaları gerekirdi. Böyle bir şey olmadığı gibi, devlerden kalma herhangi bir iskelet ya da başka bir iz de yok. Dolayısıyla bu taş küreleri devlerle açıklamaya kalkmak hiç de makul bir yaklaşım değildir.

YERLERİNDEN ETTİLER

Taşların astronomik amaçlarla yapılıp toprağa dizildiğini düşünenler de vardır. Bu teori, arkeolog Samuel K. Lothrop tarafından savunulmuştur. Bu teori, özellikle dört kürenin manyetik kuzeyi gösterecek şekilde dizildiği gözlemine dayanmaktadır. Bu gözlemden hareketle küreleri yapanların astronomik dizilimler hakkında bilgisi olabileceği, bunları astronomik işaretçiler olarak yapmış olabilecekleri teorisi doğmuştur.

Nitekim bulundukları zaman, bu kürelerin belli çizgiler ya da belli geometrik şekiller oluşturacak şekilde dizildikleri hep rapor edilmiştir. Ancak bu teoriyi bugün doğrulamanın hiçbir yolu yok. Taşların birkaç tanesi hariç hepsi orijinal yerlerinden kaldırılmışlar. Bugün çoğu, okullarda, devlet binalarında, zenginlerin evlerinde süs olarak kullanılmakta. Dolayısıyla taşların özel bir şekilde dizilip dizilmediğini bilmenin bugün hiçbir yolu yok.
Öyle görünüyor ki, 2000 kişiyi geçmeyen, tekerlekleri ve binek hayvanları olmayan, metal aletlerden yoksun, tarımcılık ve avcılıkla yaşamını sürdüren bir ‘ilkel’ toplumun, bu muhteşem taş küreleri nasıl ve hangi gerekçelerle yaptığını daha uzunca süre bilemeyeceğiz. Kim bilir belki de bu küreler hep bir gizem olarak kalacaklar.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here