Bağışlanan ve nakil için kullanılamayacak kadar hasarlı durumda olan akciğerler, canlı bir domuzun kan akışına bağlanarak onarıldı. Araştırmacılar bu yöntemin nakle uygun olan akciğer sayısını potansiyel olarak üçe katlayabileceğini söylüyorlar.
Bir insan ölür ölmez akciğerleri bozulmaya başlıyor ve eğer ölen kişi akciğerlerini bağışlamayı seçmişse, organları bir an önce bir alıcıya yetiştirmek için bir telaş başlıyor.
Uzmanların çok hassas ve korunması en zor olan organlardan biri olduğunu söylediği akciğerlerin bağışlanmış olanlarının çoğu sadece birkaç saat kadar vücut dışında kalıyor. Ama yine de, bunların büyük bir bölümü güvenli bir şekilde nakledilemeyecek derecede bozuluyor.
Bu akciğerlerin canlı bir vücuda bağlanması halinde daha iyi bir hal alıp almayacağını merak eden Columbia Üniversitesi’nden Gordana Vunjak-Novakovic ve meslektaşları, altı insanın bağışladığı ama nakil için reddedilen hem tek hem de çift akciğerleri aldılar ve bunların her birini 24 saat boyunca anestezi altındaki bir domuzun dolaşım sistemine bağladılar. Aynı zamanda, bir solunum cihazı kullanarak akciğerlere hava da pompalandı ve dolaşım sistemine hem domuza hem de insan akciğerine geçen ve “yabancı” dokunun bağışıklık sistemi tarafından reddedilmesini engelleyen immünosupresan ilaçlar da eklendi.
Akciğerlerde Önemli Ölçüde İyileşme Görüldü
Uygulamadan önce, bütün akciğerlerde çok miktarda beyaz alan vardı ve bu dokuların ölmekte olduğunu işaret ediyordu. Ancak domuzlara bağlanmış olarak geçen 24 saatin sonrasında akciğerler dönüşmüş gibi göründü. Vunjak-Novakovic ve meslektaşları akciğerler üzerinde çeşitli testler yaptılar ve hücrelerin, doku yapılarının ve oksijen sağlama kapasitelerinin önemli ölçüde iyileştiğini gördüler. Araştırmacılar çalışmada kullandıkları ve neredeyse iki gün boyunca vücut dışında kalmış olan bir akciğerin bile düzelmiş gibi göründüğünü buldular.
Akciğerler yüzde 100 normal durumda olmasa da teoride nakil için kabul edilebilecek kadar sağlıklı göründüklerini belirten Vunjak-Novakovic, yine de bu işlemden geçen akciğerleri insanlara nakletmeden önce deneyi çok daha fazla akciğerle tekrarlamak istediğini söylüyor.
Vunjak-Novakovic aynı zamanda, araştırmacıların insanlara bulaşabilecek potansiyel olarak zararlı patojenler taşımadığından emin olabilecekleri tıbbi kullanıma uygun olan domuzları kullanmayı da planlıyor. Ancak bu, akciğerlerin kesinlikle domuz hücrelerinden muaf olacağı anlamına gelmiyor. Araştırmacılar yapılan bu çalışmada kullanılan akciğerlerin domuzlardan gelen beyaz kan hücrelerini içerdiğini buldular ve bu hücreler akciğer alıcısında bir bağışıklık tepkisi oluşmasını tetikleyebiliyorlar.
Bu yöntemin en ağır şekilde hasar görmüş akciğerleri kurtarabilmesi pek mümkün görünmese de, Vunjak-Novakovic nakil için reddedilen her dört akciğerden iki tanesinin kurtarılabilmesi halinde, nakle uygun akciğer sayısının üç kat artırılabileceğini söylüyor.
Orijinal makale: New Scientist