İnsanlar kendilerine mutluluk vermeyen ve tatminkar olmayan aşk ilişkilerini yine de devam ettirebiliyor. Peki bunun nedeni ne? Yapılan yeni bir çalışmaya göre, bu sorunun cevabı, mutsuz olan tarafın ayrılığın partneri için kötü olacağını düşünmesi olabilir.
Kasım ayında Journal of Personality and Social Psychology’de yayınlanacak olan çalışmada, bir ilişkiyi bitirip bitirmeme kararını alma aşamasındaki insanların sadece kendi isteklerini değil, aynı zamanda partnerlerinin ne ölçüde ilişkinin devam etmesini istediğine ve buna ihtiyaç duyduğuna dair düşüncelerini de göz önüne alıp almadıkları araştırıldı.
Çalışmanın başyazarı Samantha Joel’a göre, birisine daha bağımlı olma eğilimindeki insanlar partnerlerinin ilişkiye adanmış durumda olduğuna inanıyor ve bir ayrılık kararı almaları da daha düşük ihtimal taşıyor.
Daha önce yapılan araştırmalarda, bir ilişkiye harcanan zaman miktarının, kaynakların ve zamanında hissedilmiş olan duyguların, bir aşk ilişkisini bitirme kararı alırken etkili olan faktörler olabildiği gösterilmişti. Ayrıca bazı çalışmalar da, alternatifler (yalnızlık veya partneri konumuna gelebilecek insanlar gibi) pek cazip gelmediği takdirde, bir kişinin mutlu olmadığı bir ilişkide kalmayı sürdürmeyi seçebildiğini ortaya koymuştu.
İlişki Kararlarında Fedakarlık Unsurları Olduğu İlk Kez İspatlandı
Ancak Joel’a göre, bu durumlar söz konusu olduğunda, gitme ya da kalma kararları kişisel çıkara dayanıyor. Yapılan bu yeni çalışma ise, tatmin edici olmayan bir aşk ilişkisi hakkındaki kararların fedakarlık unsurlarını içerebildiğinin ilk ispatını ortaya koyuyor.
Joel, “İnsanlar partnerlerinin ilişkiye son derece adanmış durumda olduklarını düşündüklerinde onlardan ayrılma ihtimalleri daha az oluyor. Bu durum, kişinin kendisinin ilişkiye pek de adanmış durumda olmayan ya da mutsuz olan taraf olduğu durumlar için de geçerli. Genel olarak, bizler partnerlerimizi üzmek istemiyoruz ve onların isteklerini önemsiyoruz. Ve bu kararı verirken, mutsuz olan taraf ilişkinin daha iyiye gideceğini de umuyor olabilir. Ancak bilmediğimiz şey, insanların algılarının ne kadar doğru olduğu. Kişiler partnerlerinin ilişkiye olan adanmışlıklarını ve ayrılığın onlar için ne kadar acı verici olacağını gözlerinde büyütüyor olabilirler,” diyor.
Araştırmacılara göre, insanların partnerlerinin ilişkiye olan bağlılıklarına dair algılarını baz alarak ilişkiyi sürdürmeye karar vermeleri hem olumlu hem de olumsuz sonuçlara yol açabilir. Çünkü eğer ilişki daha iyiye giderse, o zaman bu iyi bir karar olur ama gitmezse, kötü bir ilişki gereksiz yere devam ettirilmiş olur.
Joel, sadece partnerin iyiliği adına bir ilişkiyi devam ettirmenin sosyal açıdan olumlu bir davranış olup olmadığının da sorgulanması gerektiğini, çünkü kimsenin gerçekten de o ilişkide olmak istemeyen bir partneri istemeyeceğini söylüyor.