Bu, “gezegenin tarihindeki” en önemli değişikliği ortaya koymaktadır.
Bir basın açıklamasına göre, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’ndeki (MIT) araştırmacılar, Dünya atmosferinde oksijen konsantrasyonunun nasıl birikmiş olabileceğini açıklamak için yeni bir teori önerdiler.
İlk insanlar doğmadan milyarlarca yıl önce, Dünya’nın atmosferi hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğumuz oksijenden yoksundu. Bazı mikrobiyal organizmalar bir miktar oksijen üretmek için fotosentez kullanıyorlardı, ancak üretilen miktarlar birçok yaşam formunu desteklemek için yeterli değildi. Yaklaşık 2,3 milyar yıl önce, yine de, atmosferde oksijen seviyeleri birikmeye başladı, ancak bunun nedenleri hala bilinmiyor.
Büyük Oksijenlenme Olayı (BOO)
Dünya tarihinin başlarında, gezegendeki oksijen üreticileri ve tüketicileri, atmosferde çok az oksijen bırakacak şekilde dengeyi korudu. Bununla birlikte, Paleoproterozoik dönemde ve oksijen seviyelerinin düşük seviyelerden Dünya’nın bugün sahip olduğu çok daha yüksek seviyelere çıktığını gören Neoproterozoik dönemde iki olay vardı.
MIT Dünya, Atmosfer ve Gezegen Bilimleri (EAPS) Bölümü’nde Jeobiyoloji Doçenti Gregory Fournier ve meslektaşları, oksijen seviyelerindeki bu sıçramaların kademeli değişimin sonucu olmadığına inanıyor. Bunun yerine, okyanuslarda aktive olan bir pozitif geri besleme döngüsü yaşandı.
Fournier ve ekibine göre, olağan koşullarda bozunduğunda oksijen tüketen (oksidasyon olarak da adlandırılır) organik karbon, oksijen birikmesine yol açan bu aralıklar sırasında tüketicilerin kullanımında değildi. Okyanuslarda yaşam var olduğundan, araştırmacılar böyle bir durumun ortaya çıkıp çıkmayacağını belirlemek için okyanus çökellerindeki deniz mikroplarına ve minerallerine baktılar.
Bu ortamlardaki mikroplar organik maddeyi kısmen oksitleyebilseydi, kısmen oksitlenmiş organik maddenin (POOM) minerallere daha fazla oksidasyonu önleyecek şekilde bağlanacağını varsaydılar. İşlemde kullanılmayan oksijen atmosfere ulaşacaktır.
Teşekkür Etmemiz Gereken Mikroorganizma
Hipotezlerini doğrulamak için araştırmacılar, POOM oluşturabilecek mikroorganizmaları belirlemek için bilimsel literatürü taradılar ve Baeyer-Villiger monooksijenaz veya basitçe BVMO adlı bir enzim kullanarak başarıya ulaşabilen SAR202 adlı bir bakteri grubu buldular.
Bu enzimin genetik kökenlerinin izini süren araştırmacılar, bakterinin atalarının gerçekten de BOO’dan önce mevcut olduğunu buldular. İlginç bir şekilde, bu gen, oksijen seviyelerinin arttığının bilindiği Neoproterozoik’in yanı sıra Paleoproterozoik sırasında birden fazla bakteri türü tarafından da edinilmiş oldu.
Bu korelasyonlar yeni teoriye destek sağlarken, araştırmacıların bunu kanıtlamak için gerekli olanı bulmak için kapsamlı çalışmalar yapmaları gerekiyor.
BOO’nin gizemi henüz çözülmeye başlamış olabilir.
Teorinin detayları Nature Communications dergisinde bulunabilir.
Kaynak: https://interestingengineering.com/mit-theory-oxygenation-event