Kuantumla Nasıl Zengin Olabilirsiniz? Kuantum Teorisi ve Kuantum Mistisizmi

BİR TARAFTA ANLAŞILMASINDA KİMİ ZORLUKLAR OLSA DA DENEYSEL VE GÖZLEMSEL DESTEĞİ OLAN FİZİĞİN KUANTUM TEORİSİ VAR. BİR YANDA İSE “POZİTİF YÜKLENME”, “FOTON KUŞAĞI” VE “KUANTUM SIÇRAMASI” GİBİ KAVRAMLARI ATMASYON BİR ŞEKİLDE KULLANAN “KUANTUM MİSTİKLERİ”

1
6627

Kuantumla zengin olmanın iki yolu var. Birincisi maddenin özelliklerini tarif eden Kuantum teorisini kullanıp yeni bir teknoloji geliştirerek ve insanlığa katkıda bulunarak zengin olmak. İkincisi ise “Kuantum” ismini anlamsız cümlelerin içinde kullanıp; insanlara zenginlik, sağlık, daha iyi bir yaşam vadedip, kısaca insanları kandırarak zengin olmak. Bu ikinci yöntem, Neo-Pagan bir akım olarak nitelendirilebilecek New Age akımının temsilcileri tarafından da sık sık kullanılmakta. Bu sözde kuantumcular; kuantum sıçraması, foton kuşağı, kuantum iyileşme gibi kavramları, kuantum teorisinin içeriğiyle alakasız şekilde kullanarak insanlara daha iyi bir hayat vadetmekteler. Aşağıda kısaca göstereceğimiz gibi Kuantum fiziği onların vadettiklerini sağlayamaz ve Kuantum teorisinin bu kişilerin söyledikleriyle bir ilgisi yoktur.

 

Kuantum Fiziği Nedir?

 

Kuantum fiziği, küçük cisimlerin ya da mutlak sıfıra yakın soğuklardaki büyük nesnelerin davranışını tarif eden fizik dalıdır. 20. yüzyılda geliştirilen bu teori insanlığın geliştirdiği en başarılı bilimsel teorilerden biridir ve akıllı telefonlarımızdan lazerlere kadar çağımızın birçok önemli teknolojisi bu teori sayesinde geliştirilmiştir.  Kuantum fiziğiyle, zannedilenden daha garip ve daha ilginç bir evrende yaşadığımızı öğrendik. Örneğin küçük parçacıkların, bazen parçacık gibi bazen de dalga gibi davrandıklarını ve uzak mesafelerden birbirlerini etkileyebildiklerini öğrendik. Fakat Kuantum teorisi ne kadar sezgilere aykırı verileri olan bir teori olursa olsun, fiziksel bir teoridir ve anlaşılır, kısmen de olsa öngörülebilir bir evrende yaşadığımız fikrini değiştirmez. Ayrıca gözlemsel ile deneysel dayanakları çok güçlüdür ve bu teori sayesinde müthiş icatlar gerçekleştirilmiştir.

 

Kuantum Teorisini Kuantum Mistisizmine Çevirenler

 

1975’te Fritjof Capra’nın fizikçiler tarafından olumsuz eleştiriler alan “Fiziğin Taosu” kitabı ile Kuantum teorisi New Age çevrelerine girmiş oldu. Arkasından 90’larda bir hekim olan Deepak Chopra’nın Kuantum terapi kitapları ve “Ne Biliyoruz Ki?” belgeseli ile Kuantum teorisinin kavramları New Age çevrelerinde iyice popülerlik kazandı. “Atlantislilere karşı savaşmış 35.000 yıllık bir ruh olan Ramtha tarafından kontrol edildiğini” iddia eden bir tarikat liderinin de konuştuğu belgesel 16 milyon dolara yakın bir gelir elde etti. Böylece “Kuantumun” nasıl zengin edebileceğini gösteren bir yol daha açıldı. Kısa süre sonra Türkiye dâhil birçok ülkede Kuantum mistikleri ortaya çıktı.  “Pozitif yüklenme”, “foton kuşağı” ve “kuantum sıçraması” gibi kavramları atmasyon şekilde kullanan “kuantum mistikleri” etrafı kapladı.

 

Schrödinger’in Kedisi: Ölü Mü Canlı Mı?

 

Peki kuantum fiziği, bu mistiklerin iddia ettiği gibi, gerçekliğin zihnimiz tarafından değiştirileceğini gösterdi mi? Bu sorunun cevabı hayırdır. Kuantum mistiklerinin az biraz kuantum bilenleri, kuantum fiziğinin gözlemcinin gerçekliği değiştirdiğini gösterdiğini iddia ederek bu tezlerini savunmaya kalkarlar. Kuantum fiziğine göre cisimler ölçülene kadar iki ayrı durumun “süperpozisyonunda” olabilirler. Meşhur Schrödinger’in kendisini ele alalım, bu kedi kutu açılıp bakılana kadar ölü ve diri durumların süperpozisyonundadır. Kedi kutu açılıp bakıldığında % 50 olasılıkla ölü, % 50 olasılıkla diri olacaktır. Kutu açılıp bakılana kadar kedinin ölü mü diri olduğunu bilmek mümkün değildir. Kediyi, gözlemci kutuya baktığı zaman ölü ya da diri olarak bulur. Buraya kadar anlatılanlar doğru. Ancak buradan gerçekliği bilincimizin yarattığı ve kontrol edebileceği sonucu çıkmaz. Her şeyden önce Kuantum fiziğindeki gözlemci, bilinçli bir varlık olmak zorunda değildir. Mekanik bir detektör ya da bilgisayar gibi elektronik bir cihaz da gözlemcidir. İşin daha kötüsü ne kadar olumlu düşünürseniz düşünün, ne kadar konsantre olursanız olun kutu açıldığında kedinin ölü veya diri çıkmasını sağlayamazsınız. Gözlemin sonucu, gözlemcinin niyetlerinden tamamen bağımsızdır. Kısacası Kuantum teorisi, kuantum mistiklerinin önderliğinde,  düşünce gücünüzle dünyayı dilediğinizce şekillendirebileceğinizi vadetmez. Ama bu teori sayesinde insanlık, süper bilgisayardan lazere kadar birçok teknoloji harikasını kazanmıştır.

 

1 YORUM

  1. Merhaba, bir önceki makalenizde, bazı spritüel alan ile uğraşan kuantum vs işini ve metin hara ve tıbbi şifa getirdiği iddia edilen bir makineyi eleştirmişsiniz ve evrene mesaj göndermeyin demişsiniz hem bu beyin frekansımızın tesiri, kuvveti diğer eletronik eşyalardan bile daha düşüktür demişsiniz fakat bu makalenizde kuantum fiziğindeki küçük parçaların da büyük parçalr gibi etkin olabileceğini söylemişsiniz, sizce bu ikisi çelişmiyor mu birbiriyle? Yani beyin dalgalarının frrkansının düşüklüğü herhengi birşeyi kendine çekemeyeceği gibi bir zorunluluk oluşturmaz diye düşünüyorum. Yanıtlarsanız sevinirim..

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here