Koronavirüs Kalbi De Vuruyor

0
861

Akciğer hasarı ve akut solunum sıkıntısı sendromu covid-19’un en korkutucu komplikasyonları olarak öne çıkıyor. Ama kısa süre önce kalp hasarı da virüsün korkunç olası komplikasyonlarından bir diğeri olarak görülmeye başlandı.

Covid-19 çok az belirti veren bir enfeksiyon ya da kritik bir hastalık olarak ortaya çıkabiliyor. Ama rahatlatıcı bir şekilde, bu virüsle enfekte olan insanların büyük bölümü hafif – orta şiddette yaşanan belirtiler aralığında kalıyor.

Yine de, hastalığı kapan insanların bazıları kalple ilişkili sorunlar geliştiriyor ve bunlar ya birdenbire ya da zaten var olan bir kalp hastalığının bir komplikasyonu olarak ortaya çıkıyor.

Harvard Tıp Fakültesi’nden Peter Libby ve Paul Ridker’a göre, yeni koronavirüsün kardiyak hasara neden olma şekilleri ne o kadar yeni ne de şaşırtıcı bir bulgu. Hala belirsizliğini koruyan kısımsa, SARS-CoV-2’nin bir şekilde kalp için diğer virüslerden daha tehlikeli olup olmadığı. Libby ve Ridker covid-19’la ilişkili kalp hasarlarının birkaç şekilde gerçekleşebileceğini söylüyor.  

İlk olarak, zaten bir kalp hastalığına sahip insanlar covid-19 nedeniyle gerçekleşebilecek şiddetli kardiyovasküler ve solunum sorunları için daha büyük risk altındalar. Benzer şekilde, yapılan araştırmalar influenza virüsüyle enfekte olmanın da kalp hastalığı olan insanlar için kardiyak sorunları olmayanlardan daha büyük bir tehlike oluşturduğunu gösteriyor. Araştırmalar aynı zamanda, grip gibi solunum yolu enfeksiyonlarının kalp krizlerine neden olabildiğini de gösteriyor.

Virüs Belirti Vermeyen Kalp Hastalıklarının Belirti Vermesini Sağlayabiliyor

İkinci olarak, teşhis edilmemiş kalp hastalıklarına sahip insanlar, bu virüsün yol açtığı enfeksiyon sonucunda önceden görülmeyen kardiyak belirtileri yaşamaya başlayabiliyor. Kalp damar tıkanıklığı, enfeksiyon, ateş ve enflamasyona sahip insanlar, kalp damarlarının içinde olan ve önceden belirti vermeyen yağ plaklarını istikrarsızlaştırabiliyor. Aynı zamanda, ateş ve enflamasyon kanı pıhtılaşmaya daha eğilimli hale getiriyor ve bunu yaparken vücudun pıhtıları çözme becerisini de bozuyor.

Üçüncü olarak, bazı insanlar arterlerinde klasik kalp krizlerine neden olduğu bilinen yağlanma ve kireçlenme gibi kan akışını kısıtlayan blokajlar olmasa bile, kalp krizi hasarına benzeyen kalp hasarları deneyimleyebiliyor. Bu senaryo, kalp kası ciddi anlamda oksijene ihtiyaç duyduğunda gerçekleşebiliyor ve covid-19 söz konusu olduğunda, oksijen gereksinimi ve sağlanan oksijen arasındaki uyumsuzluk bunu tetiklenebiliyor. Ateş ve enflamasyon kalp atım hızını artırıyor ve aralarında kalbin de olduğu birçok organın metabolik gereksinimlerini çoğaltıyor. Bu stres akciğerlerin iltihaplı olması ve oksijen ve karbondioksit değişimini ideal şekilde yapamaması durumunda büyüyor. Gaz değişimindeki bu bozulma, kalp kasına sağlanan oksijeni daha da azaltabiliyor. Ve son olarak, bazıları bu hastalık öncesinde sağlıklı olan ve altta yatan bir kardiyak soruna sahip olmayan covid-19’la enfekte bir dizi insan da, aniden kalp kası iltihabı geliştirebiliyor ve bu virüsün direkt olarak kalbi enfekte etmesinin sonucunda meydana geliyor. Bu tür bir enflamasyon kalp ritim bozukluklarına ve kalp kası hasarlarına yol açabiliyor ve aynı zamanda kalbin ideal bir şekilde kan pompalama becerisini de bozabiliyor.

Orijinal Makale: Harvard News

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here