Koronavirüs enfeksiyonlarının sayısı dünya çapında 100,000 insana yaklaşırken, araştırmacılar da acilen virüsün neden bu kadar hızlı ve kolay yayıldığını anlamaya çalışıyor.
Yapılan genetik ve yapısal birkaç analiz virüsün önemli bir özelliğini; onun yüzeyinde bulunan bir proteini tanımladı. Ve bu, virüsün neden insan hücrelerini bu kadar kolaylıkla enfekte ettiğinin açıklamasını yapabilir.
Bazı araştırmacılar da, yeni koronavirüsün insan dokularına giriş yeri olan, hücre zarlarının üzerindeki bir reseptörü inceliyor. Bu hücre reseptörü ve virüsteki protein, ilaçların patojeni engellemesi için potansiyel hedefler olabilir ama araştırmacılar henüz bundan emin olmak için çok erken olduğunu söylüyorlar.
Bu yeni virüs, SARS hastalığına neden olan koronavirüsten çok daha hızlı ve kolay bir şekilde yayılıyor ve SARS’a yakalanan insan sayısının on katından fazlasını enfekte etmiş durumda.
Koronavirüsler bir hücreyi enfekte etmek için, hücre zarına bağlanan bir “spike” protein kullanıyor. Bu süreç belirli hücre enzimleri tarafından aktive ediliyor. Yeni koronavirüsün genomik analizleri, onun spike proteininin yakın akrabası olan virüslerinkinden farklı olduğunu ve bu proteinin üzerinde, furin adı verilen bir konak hücre enzimi tarafından aktive edilen bir bölge olduğunu ortaya koyuyor.
Neden Furin Aktivasyon Bölgesi Mi?
Bu önemli. Çünkü araştırmacılar furinin birçok insan dokusunda bulunduğunu belirtiyor. Bu dokular arasında akciğerler, karaciğer ve ince bağırsak da bulunuyor ve bu da virüsün birden fazla organa saldırma potansiyeline sahip olduğu anlamına geliyor. Bu bulgu, koronavirüse yakalanan insanlarda görülen karaciğer yetmezliği gibi bazı belirtilerin açıklamasını yapabilir. Araştırmacılar SARS ve bu yeni virüsle aynı familyadan alan diğer koronavirüslerin furin aktivasyon bölgelerinin olmadığını söylüyor.
Bazı araştırmacılar, bu aktivasyon bölgesinin muhtemelen virüsün insanlar arasında bu kadar etkin bir şekilde yayılmasına olanak tanıyan şey olduğunu düşünüyor. Bu araştırmacılar bu bölgelerin insanlar arasında kolaylıkla yayılan başka virüslerde de bulunduğuna ancak bu virüslerdeki aktivasyon bölgesinin spike proteinde değil, hemaglutinin adı verilen bir proteinde olduğuna dikkat çekiyor.
Ancak bazı araştırmacılar da, bu aktivasyon bölgesinin virüsün yayılımını kolaylaştırmadaki rolü konusuna biraz temkinli yaklaşıyor ve bu bilginin ileride nasıl bir şekil alacağının henüz bilinmediğini belirtiyor. Bu yönde görüş belirten araştırmacılar, 1918 yılında gerçekleşen ve kayda geçen en ölümcül pandemi olan İspanyol gribi pandemisine neden olan grip virüsünün bir furin aktivasyon bölgesinin bile olmadığını söylüyor.
Bu aktivasyon bölgesinin fonksiyonunu test etmek için hücre ve hayvan modelleri üzerinde çalışmalar yapılması gerektiğine dikkat çeken araştırmacılar, koronavirüslerin öngörülemez virüsler olduğunu ve iyi hipotezlerin sonradan sıklıkla yanlış olduklarının ortaya çıkabildiğini belirtiyor.