Hz. Ömer’in İskenderiye Kütüphanesi’ni yaktırdığı, Hz. Ömer’in vefatından 600 yıl kadar sonra ortaya atılmış ve daha önceki hiçbir İslami, Hıristiyan, Yahudi kaynakta geçmeyen ve birçok tutarsızlıkları olan bir söylentidir.
Türkiye’de, İslam’ı eleştirmeye hevesli bazı ateist yazarların ve Batı’daki bazı İslamofobik oryantalistlerin beraberce sahip çıktığı bir söylenti vardır. Bu söylentiye göre 642 yılında İskenderiye Hz. Ömer tarafından fethedildiğinde, Hz. Ömer komutanı Amr b. el-As’a “Kütüphanedeki kitaplar Kuran’la aynı şeyi söylüyorsa gereksiz, çelişkili şeyler söylüyorsa zararlıdır” diyerek İskenderiye Kütüphanesi’nin yakılmasını emretmiştir. Bu emrin sonucunda kitaplar ünlü Hıristiyan felsefeci John Philoponus’un itirazlarına rağmen dört bin fırında, altı ay boyunca hamamların ısınması için yakılmıştır. Bu söylentiyi, Hıristiyanlıktaki “Galileo vakası”nın İslami versiyonu olarak sunmaya hevesli birçok İslam karşıtı mevcuttur. Bu kişiler, bu anlatıyı İslam’ın bilgiye ve bilime karşı olduğuna dair tezlerine dayanak yapmaya çalışmaktadırlar.
Hz. Ömer’den 600 Yıl Sonra Uydurulan Söylenti
Peki bu iddianın tarihsel bir gerçekliği var mı? Çağımızın ünlü tarihçilerinin hemen hepsi bu söylentinin uydurma olduğu konusunda hemfikirdirler. Bunu savunan tarihçilerin en önemli gerekçesi, Hz. Ömer’in kütüphaneyi yaktığına dair bu söylentinin, Hz. Ömer’in vefatından 600 yıl kadar sonra ortaya çıkmış olmasıdır. Söylenti, Süryani Hıristiyan yazar Bar-Hebraeus (1226–1286) ve Müslüman yazar El-Kıfti tarafından aktarılmıştır. 17. Yüzyılda Bar-Hebraeus’un kitabı Latinceye çevrilerek Avrupa’ya gelmiş ve buradan yüzlerce kaynağa sıçramıştır. Doğru olsaydı çok önemli tarihsel bir vaka olacak bu olayın, 600 yıl boyunca ne Müslümanların yazdığı kaynaklarda ne de kütüphaneden haberdar olan Mısır’daki Kıpti Hıristiyan, Bizans ve Yahudi kaynaklarında geçmemesi nasıl açıklanabilir? Elbette bu söylentinin gerçeği yansıtmamasıyla.
İslam’a Olumsuz Yaklaşan Oryantalistler Bile Yalanladı
Ayrıca bahsedilen söylentide adı geçen John Philoponus (490 – 570), Hz. Ömer’den bir asır önce yaşamıştır. Bu söylentiyi uyduranlar böylesine büyük bir hata da yapmışlardır. Dahası, İskenderiye Kütüphanesi’ndeki kitapların çoğu, o dönemlerde Mısır’da henüz bilinmeyen kâğıda değil parşömenlere yazılmıştı. Parşömenler ise kolay kolay yanmaz ve yakıt olarak kullanılamaz. İslam’a karşı olumlu yaklaşımlarda bulunduğu söylenemeyecek Oryantalist Bernard Lewis’e göre dört bin ocağın altı ay boyunca yakılması için 14 milyon kitap yakılması gerekiyordu, kütüphanede ise o kadar çok kitap olması olanaksızdı; bu da bu söylentinin güvenilmez olduğunu göstermektedir. Bu söylenti Bernard Lewis’in dışında Fr. Eusèbe Renaudot, Alfred J. Butler, Victor Chauvin, Paul Casanova, Gustave Le Bon Eugenio Griffini, gibi Batılı oryantalistler tarafından da eleştirilmiş ve reddedilmiştir. Dinlere soğukluğu ile bilinen felsefeci Bertrand Russell bile o dönem Müslümanların böyle bir şey yapmayacak kadar açık fikirli olduklarını ifade ederek bu söylentiyi “efsane” olarak nitelemiştir.
İskenderiye Kütüphanesi’ne Ne Oldu?
Kütüphane aslında en büyük darbeyi MÖ 48’de Julius Sezar şehri fethettiği zaman aldı. Sezar’ın askerleri yanlışlıkla kütüphaneyi yaktı. MS 389’da İmparator Theodosius’un emri ile putperestlik yasaklanmış ve putperest tapınaklarla birlikte çok önceden küçülmüş olan kütüphane de imha edilmişti. Müslümanlar İskenderiye’ye girdiklerinde, orada zaten dikkate değer bir kütüphane yoktu.