İnsan beyninin yeni bir görüntüsü, beyin hücrelerini kendi doğal ortamları ve tuhaf ihtişamları içinde gözler önüne seriyor. Bir kadının beyninin küçücük bir parçasından çıkarılan ve H01 adı verilen bu karmaşık harita, 50,000 hücrenin çeşitli şekillerini ve aralarındaki 130 milyon bağlantıyı gösteriyor.
Beyin dokusu örneğini Harvard Üniversitesi, Google ve başka yerlerden olan bilim insanları hazırladı ve analiz etti. Bir susamdan daha küçük olan bu beyin parçası, bütün bir beynin hacminin yaklaşık milyonda biri kadardı. Bu parça, epilepsi nedeniyle ameliyat edilmekte olan 45 yaşındaki bir kadının korteksinden alındı.
Çıkarıldıktan sonra hızlıca koruma altına alınan ve 5,000’den fazla incecik parçaya kesilen örnek güçlü elektron mikroskoplarıyla görüntülendi.
Yapay Zeka Programları Görüntülerin Analiz Edilmesine Yardım Etti
Bilgisayar programları sonuçta ortaya çıkan görüntüleri bir araya getirdi ve yapay zeka programları da bilim insanlarının onları analiz etmelerine yardım etti.
Harvard Üniversitesi’nden Jeff Lichtman, bu veri seti üzerinde çalışmaya daha yeni başlasalar da, daha şimdiden bazı çok ilginç görüntülerin ortaya çıktığını söylüyor.
Merak uyandıran bu şeylerden biri de, sinyallerin sinir hücreleri arasında taşındığı bağlantı noktaları olan sinapslarla ilgili. Genellikle, çoğu mesaj yollayan akson mesajı alan bir dendritle sadece bir kez temas ediyor. Bu yeni veri setinde de, bağlantıların yaklaşık yüzde 90’ı bu tek temaslı bağlantılardı. Bazı hücre ikililerinin biraz daha fazla teması oluyor ama araştırmacılar arada bir, birbiriyle çok defa bağlantı kuran hücreler tespit ettiler ve bunlar arasında 19 sinapsın olduğu bir hücre ikilisi de vardı.
Edinburgh Üniversitesi’nden moleküler sinirbilimci Seth Grant, bu harita değerli bir araç olsa da, bunun sadece beynin anatomisini gösterdiğine dikkat çekiyor. Grant, yapılacak başka çalışmaların beyin davranışlarını yönlendiren moleküllerin fonksiyonlarını ve yapılarını netleştirmeye yardımcı olacağını söylüyor.
Bu haritaların nihayetinde neyi açığa çıkaracağı hala belli değil. Lichtman, “Sanırım bizim yapabileceğimiz en iyi şey tanımlamak. Umarım eninde ya da sonunda, artık gördüklerimiz karşısında şaşırmadığımız bir noktaya ulaşırız,” diyor.
Orijinal makale: NewScientist