Görücü usulü buluşmalarda genç heteroseksüel insanlar üzerinde yapılan bir araştırma, anında kıvılcım hissedenlerin kalp atışlarının senkronize olduğunu ve avuç içlerinin terlediğini ortaya çıkardı.
Yeni bir araştırmaya göre, insanlar ilk buluşmada birbirleriyle anında kimya hissettiklerinde kalpleri uyum içinde atmaya başlıyor.
Genellikle bir partnerde ne aradığımızı bildiğimizi düşünürüz, ancak araştırmalar aşık olduğumuz kişilerin aslında ideal tercihlerimizle uyuşmadığını gösteriyor.
Hollanda’daki Leiden Üniversitesi’nden Eliska Prochazkova, “Tinder’daki mükemmel eşleşme gerçek hayatta hiçbir şey hissettirmeyebilir” diyor. Bunun nedeni, çekiciliğin sadece birinin “kâğıt üstünde nasıl göründüğüne” değil, aynı zamanda onlarla birlikteyken hissettiğimiz içgüdüsel hislere dayanması olabilir, diyor.
Prochazkova ve meslektaşları, insanlar ilk buluşmada bir uyum hissettiğinde fizyolojik düzeyde neler olduğunu incelemek için Hollanda’da biri müzik, biri sanat ve diğeri bilim için olmak üzere üç festivalde “buluşma kabinleri” kurdular.
18 ila 38 yaşları arasındaki 142 bekâr heteroseksüel erkek ve kadını bu kabinlerde 4 dakikalık randevulara davet ettiler. Katılımcılar, göz izleme gözlüğü, kalp atış hızı monitörleri ve avuç içi terlemesini monitör etmek için kullanılan cihazlar taktılar.
Bazı çiftler, buluşma ilerledikçe birbirlerine daha fazla ilgi duyduklarını bildirirken, diğerleri uyuşmayı başaramadı. Eşleşen tüm çiftlerin yüzde 17’si başka bir buluşma için karşılıklı bir istek dile getirdi.
Birbirlerini tekrar görmek isteyen ve çekici olarak değerlendiren çiftler, kalp atışları senkronize olanlardı. Kalp atışları aynı anda hızlanıp yavaşlamaya başladı ve avuç içleri birbiri ardına terledi.
Prochazkova, fizyolojik senkronizasyonun altında yatan mekanizmanın hala belirsiz olduğunu, ancak gerçekten hoşlandığınız biriyle tanıştığınızda, bilinçsizce göz bebeği büyümesi, göz kırpma veya kızarma gibi mikro ifadelerine dikkat etmenizin mümkün olduğunu söylüyor. “Bu ince değişiklikleri bilinçli olarak kaydetmeseniz de, beyniniz ve bedeniniz bilinçsizce bu mikro ifadeleri işler, bu da kalp atış hızınızın ve cilt iletkenliğinizin partnerle senkronize olmasına neden olur.”
Prochazkova, birlikte oynarken anneler ve bebekleri arasında da fizyolojik senkronizasyon gözlemlendiğini ve bunun daha genel olarak sosyal bağları güçlendirmeye yardımcı olabileceğini söylüyor.
Prochazkova, yeni çalışma, iki insan karşılıklı çekim hissettiğinde daha derin bir biyolojik düzeyde neler olduğunu gösterse de, âşık olduğumuz insanlara neden âşık olduğumuza dair daha fazla araştırmaya ihtiyacımız olduğunu söylüyor. “İnsanlar arasında bu hissi uyandıran şey, bilimin çözülmemiş gizemlerinden biri olmaya devam ediyor.”
Dergi referansı: Nature Human Behaviour, DOI: 10.1038/s41562-021-01197-3
Orijinal makale: New Scientist
