Caltech Üniversitesi’ndeki araştırmacıların önderliğindeki bir ekip, çok büyük bir yıldızın şaşırtıcı derecede zayıf ve hızla solan bir süpernovayla tuhaf bir şekilde öldüğünü gözlemledi. Bu gözlemler, yıldızın görülmeyen bir eşlikçisi olduğunu, çekim kuvvetiyle yıldızın kütlesini emdiğini ve bu şekilde onun hızlı bir süpernovayla patlamasına neden olduğunu akla getiriyor. Bu patlamanın, ölü nötron yıldızının yoğun ve kompakt eşlikçisinin yörüngesinde dönmesine yol açtığına inanılıyor. Ve bu da, bilim insanlarının ilk kez kompakt bir ikili nötron yıldızı sisteminin doğuşuna şahit olduklarını düşündürüyor.
Çok büyük bir yıldız bir süpernova patlamasıyla çöktüğünde, geriye küçük bir şehir boyutlarında, ama güneşten daha yoğun bir kütleye sahip bir nötron yıldızı kalıyor. Bir çay kaşığı nötron yıldızının ağırlığı bir dağınki kadar olabiliyor.
Bir süpernova sırasında ölmekte olan yıldız dış katmanlarındaki tüm materyali çevreye saçıyor ve genelde bu, güneşin kütlesinin birkaç katı kadar oluyor. Ancak araştırmacıların gözlemlediği ve iPTF 14gqr adı verilen süpernovada etrafa saçılan madde, güneşin sadece beşte biri kadar kütleye sahipti.
Science’da yayınlanan çalışmanın araştırmacıları, uzun zamandır son derece sade ve içeriksiz süpernovaların var olduğunu tahmin ettiklerini ve maddeden bu kadar yoksun çok büyük bir yıldızın çöküşünü ilk kez bu kadar ikna edici bir şekilde gördüklerini söylüyorlar.
Çok Nadir Gerçekleşiyor
Yıldızın patlamış olması gerçeği bile, önceden onda bolca materyal olduğu anlamına geliyor, çünkü aksi takdirde yıldızın çekirdeği çökecek kadar ağır hale gelemezdi. Bu şartlar altında, kayıp olan kütlenin nerede olduğu sorusundan yola çıkan araştırmacılar, yıldızın beyaz cüce, nötron yıldızı ya da kara delik gibi bir tür yoğun ve kompakt bir eşlikçisinin olduğu ve patlama gerçekleşmeden önce çekim gücüyle onun kütlesini çalmış olduğu sonucuna vardılar. Bu durumda da, süpernovadan geriye kalan nötron yıldızı, çöken yıldızın bu yoğun eşlikçisinin yörüngesine girmiş olmalıydı.
Araştırmacılara göre, iPTF 14gqr’ı gözlemlemek, aslında kompakt bir ikili nötron yıldızı sisteminin doğuşunu gözlemlemekti. Ve bu yeni nötron yıldızı ve eşlikçisi birbirlerine çok yakın olduklarından, onların neticede birbirlerine yaklaşarak çarpacak ve 2017’deki olayda olduğuna benzer şekilde yer çekimi ve elektromanyetik dalgalar üretecek oldukları düşünülüyor.
iPTF 14gqr’ın kendisi önemli bir olay olarak görülüyor ve onun gözlemlenebilmiş olması da tamamen tesadüfi. Çünkü bu fenomen hem çok nadir gerçekleşen bir durum hem de kısa ömürlü. Aslına bakılırsa, araştırmacılar da süpernovanın ilk evrelerinin gözlemleri sayesinde patlamanın çıkış noktasının çok büyük bir yıldız olduğu sonucuna varabildiler.
Araştırmacılar ilk olarak Palomar Gözlemevi tarafından tespit edilen bu nadir görülen olayın, gözlemlenen tüm patlamaların sadece yüzde birini oluşturduğunu belirtiyorlar ve ikili büyük yıldızlardan nasıl kompakt ikili sistemlerin geliştiğini daha iyi anlamak için çalışmalarına devam ettiklerini söylüyorlar.
Çok iyi.