Kepler Uzay Teleskobundan elde edilen verileri kullanarak yapılan yeni bir çalışmaya göre, ısıları Güneş’e benzer olan yıldızların yaklaşık yarısı, yüzeyinde sıvı suyun olmasını destekleyebilen kayalık bir gezegene sahip olabilir.
The Astronomical Journal’da yayınlanacak olan çalışma, galaksimizde potansiyel olarak yaşanabilir olan bu gezegenlerden tahminen en az 300 milyon tane olduğunu gösteriyor.
Bu ötegezegenlerin bazıları bizim yıldızlararası komşularımız bile olabilir. Çalışmaya göre, bunlardan en az dört tanesi potansiyel olarak Güneş’e 30 ışık yılı mesafe dahilinde ve en yakın olan da muhtemelen bizden en çok 20 ışık yılı uzaklıkta. Bunlar, Güneş’e benzer yıldızların yüzde 7’sinin bu tür gezegenlere ev sahipliği yaptığı yönündeki en tedbirli tahmine dayanan minimum sayılar. Ama ortalama beklenen oran olan yüzde 50 noktasında, bu gezegenlerin sayısı çok daha fazla olabilir.
Araştırmacılar 2018 yılında emekliye ayrılan Kepler Uzay Teleskobunun çoktan galaksimizde milyarlarca gezegen olduğunu ortaya çıkardığını ve şimdi bu gezegenlerin önemli bir bölümünün kayalık ve yaşanabilir olabileceğini bildiklerini söylüyorlar.
Araştırmacılara göre, bu sonuç nihai bir değer olmaktan uzak olmasına ve bir gezegenin yüzeyindeki suyun yaşamı desteklemek için gereken birçok faktörden sadece biri olmasına rağmen, bu gezegenlerin bu kadar yaygın olduğunu böyle yüksek bir güven ve kesinlikle hesaplamış olmak çok heyecan verici.
Çalışmada Gaia Görevinden Elde Edilen Veriler De Kullanıldı
Ekip bu oranları hesaplamak için, yarıçapı Dünya’nın 0,5 ve 1,5 katı arasında olan ötegezegenlere baktı ve kayalık olması en muhtemel olanlara yoğunlaştı. Araştırmacılar ayrıca, yaşı ve ısısı bizim Güneş’imize benzer olan yıldızlara da odaklandılar.
Bu çok sayıda farklı yıldız anlamına geliyor ve bunların her birisinin, yörüngesindeki kayalık gezegenin sıvı suyu destekleyebilip destekleyemeyeceğini etkileyen kendisine ait belirli özellikleri bulunuyor. Potansiyel olarak yaşanabilir olan gezegen sayısını hesaplamanın bu kadar zor olmasının nedeni de kısmen bu karmaşıklıklar.
İşte bu sebeple de, araştırmacılar yeni bir yaklaşım kullandılar ve Kepler’ın verileriyle Avrupa Uzay Ajansı’nın Gaia görevinden elde edilen verileri kombine ettiler.
Gaia ev sahibi yıldızından bir gezegene düşen enerji miktarı ya da belirli bir zaman içinde belirli bir alanda yayılan enerji hakkında bilgiler sağladı. Bu, araştırmacıların analizlerine galaksimizdeki yıldızların ve güneş sistemlerinin çeşitliliğini tanıyan bir şekilde yaklaşmasına olanak tanıdı.
Neticede, araştırmacılar Güneş’e benzer yıldızların yaklaşık yarısının, yüzeylerinde sıvı su barındırabilecek olan kayalık gezegenleri olduğu tahmininde bulundular.
Araştırmacılar farklı türlerdeki gezegenlerin ne kadar yaygın olduğunu bilmenin, gelecek ötegezegen bulma görevlerinin tasarımı için son derece değerli olduğunu söylüyorlar. Güneş’e benzer yıldızların etrafındaki küçük ve potansiyel olarak yaşanabilir gezegenleri hedefleyen araştırmalar, başarı şanslarını en üst düzeye çıkarmak için bu çalışmanın verdikleri gibi sonuçlara bel bağlıyorlar.
Orijinal makale: Science Daily
