Tebrikler! Şu anda parmağınızı dahi oynatmadan saatte yaklaşık 1.609,344 km hızla dönüyorsunuz! Bu, Dünya’nın kendi etrafında tam bir tur attığı hızdır. Madem bu kadar büyük bir süratle dönüyoruz, peki niçin hiç hissetmiyoruz? Atlı karıncaya bindiğimizde dahi bulanan midemiz, Dünya dönerken niçin hiç oralı olmuyor?
Referans Çerçevesi de Nedir?
Trene bindiğimizde neden yüksek hızla hareket ettiğimizi hissetmiyorsak, Dünya dönerken de aynı sebepten bunu hissetmiyoruz. Çünkü hem Dünya hem de tren, fizikçilerin “referans çerçevesi” dedikleri şeye örnektir.
Referans çerçeveleri, uzaklık duygusunu yaşadığımız perspektif de denilen görüntü algıları gibidir. Trendeki kişinin kendine göre bir bakış açısı vardır, istasyonda bekleyen kişinin de başka bir bakış açısı vardır.
Eğer istasyon platformunda duruyor olsaydınız, trenin hızla geçmesine rağmen yerin sabit olduğunu görürdünüz. Ama trendeyseniz, kendinizin sabit durduğunu fakat etrafınızdaki dünyanın hareket ettiğini görürdünüz. Her iki referans noktasından da sabit duran tek nesnenin kendiniz olduğunu algılarsınız. Yani siz trendeyken Dünya hareket eder, yine siz istasyonda dururken de tren hareket eder.
Aynı şey dünya ve uzay için de geçerlidir ancak bu sefer ölçek çok daha büyüktür. Dünyanın referans çerçevesi içindeyken, döndüğümüzü söyleyemeyiz. Fakat dünyayı uzayın referans çerçevesinden izleseydik, dünyanın hızla döndüğünü görebilecektik.
Dahası, tıpkı tren koltuklarına oturan yolcular gibi ne kadar hızlı gittiğimizi fark etmemizi sağlayacak olan -saçlarımızı uçuran rüzgar gibi- herhangi bir ipucumuz yok. Trenin içindeki hava (ve gezegenimizi çevreleyen atmosfer) bizimle aynı hızda hareket ediyor.
Fizik Yine Devrede
Yalnız tren ile Dünya arasında önemli bir fark var. Tren yavaşladığında ya da hızlandığında ortaya çıkan kuvveti üzerimizde hissedebiliriz. Bunun nedeni temel bir fizik yasasıdır: kuvvet=kütle x ivme. Vücut bir kütledir ve ivme sıfır olduğunda, -yani tren sürekli sabit bir hızla hareket ettiğinde- vücudumuz üzerinde hiçbir kuvvet yoktur. Dolayısıyla bunu hissedemeyiz. Ancak tren hızlandığında ya da yavaşladığında veya hız değiştirdiğinde, bir kuvvet ortaya çıkar. O sırada ayağa kalkarsak, bu kuvvet bizi devirmeyi başarabilir.
Trenlerin çoğu sabit hızla yol almadığından, aslında sık sık hareket halinde olduğumuzu söyleyebiliriz. Dünya ise devamlı sabit hızda; ne yavaşlıyor, ne de hızlanıyor. Fakat aksi olsaydı, kesinlikle hissederdik! Yavaşlayan bir trene binmeye çalıştığımızda yaşadığımız duygunun aynısını hissederdik.
Neyse ki gezegenimiz öyle aniden yavaşlayıp aniden hızlanmayacak. Yani aslında hareket ettiğimizi bize gösteren bu duyguyu hiç hissetmeyeceğiz.
Bakış Açını Değiştir
Fakat bu durum Dünya’yı yer yüzünden gözlemleyemediğimiz anlamına gelmez. Dönüş yönümüzden dolayı, Güneş ve Ay doğudan doğar, batıdan batar. Gece, gök yüzüne odaklı bir kamera kurarsanız, yıldızların da hareket ettiğini görürsünüz. Referans çerçevemizden, sanki bu nesneleri üzerimizden kayarak geçiyormuş gibi görürüz. Unutmayalım; bu sadece bizim bakış açımızdan gördüğümüzdür. Güneş’in olduğu yerden bakabilseydik eğer, hepimizin kendi etrafımızda dönerek daireler çizdiğini düşünürdük.
Kaynak: POPSCI
Dünya saatte 1.609.344 km hızla dönüyor ve güneş sabit ve 1 günü 24 saatte tamamlıyoruz. Lütfen şu kimsenin anlam veremediği ve öğretilmiş bilginin bilimsel bir makalesini burada paylaşırsanız bizim gibi net bilgiye sahip olamamış büyük bir kitleyi aydınlatırsınız seviniriz. Teşekkürler.