Dinleyiciler Hikayelere Dikkatini Verdiğinde Kalp Atış Hızları Senkronize Oluyor

0
306

Uluslararası bir araştırma ekibi, bir grup insan aynı hikâyeyi duyduğunda veya aynı videoyu izlediğinde, kalp atış hızlarının eşzamanlı olarak yükselme ve düşme eğiliminde olduğunu gösterdi. Bu ay Cell Reports’ta açıklanan kalp atış hızlarının bu korelasyonu, günün birinde hem sınıf içinde hem de klinikte dikkatliliği ölçmek için yeni araçları beraberinde getirebilir.

New York, City College of New York’ta biyomedikal mühendisi ve çalışmanın ortak yazarı Lucas Parra, kendi grubu ve başkaları tarafından yapılan önceki çalışmalardan, elektroansefalogram (EEG) ile ölçüldüğü üzere, aynı videolara dikkat eden veya aynı hikayeleri dinleyen insanların benzer beyin aktivitesi gösterdiğini biliyordu. Parra’nın laboratuvarında doktora sonrası araştırmacı ve çalışmanın ilk yazarı olan Jens Madsen, Parra’yı kalbin de incelenmeye layık olduğuna ikna etti. Parra, “Beyin sinyallerini almak zor” diyor. “Eğer kalp de bunu yapabiliyorsa, bu daha da iyi çünkü beyin için karmaşık kayıt cihazları kurmanıza gerek yok.”

İkili, Fransa’daki Paris Beyin Enstitüsü’nden kıdemli yazar Jacobo Sitt ve diğerleriyle bir araya gelerek kalp atışlarının dinleyiciler arasında nasıl arttığını ve azaldığını keşfetmek için bir dizi deney yaptı. İki düzineden fazla gönüllünün her birinden, Jules Verne’in “20,000 Leagues Under the Sea” şarkısından birer dakikalık 16 bölümü dinlemelerini isteyerek başladılar. Katılımcıların elektrokardiyogram (EKG) ile görüntülenen kalp hızları, hikâyenin aynı noktalarında hızlanma veya yavaşlama eğilimindeydi.

Ekip daha sonra başka bir gönüllü grubuna, bağışıklık sisteminden ampullerin nasıl çalıştığına kadar çeşitli konularda beş kısa eğitim videosu gösterdi. Daha sonra gönüllülerden aynı videoları ikinci kez izlemelerini istediler, ancak buna ek olarak, izlerken içlerinden sessizce yedişer yedişer geriye doğru saymaya çalışmak gibi bir dikkat dağıtıcı unsur da vardı. Dikkat dağıtıcı unsur olmadan, izleyicilerin kalp atış hızları, ilk çalışmada olduğu gibi irtibatlıydı. Eklenen matematiksel meydan okumayla dikkat azaldı ve kalp atış hızları senkronize olmadı.

Araştırmacılar ayrıca, çocuk hikayelerini dinlerken kalp atışları diğerleriyle en yakından irtibatlı olan kişilerin, karakterlerin adları gibi ayrıntıları hatırlamada daha iyi olduğunu buldular. Parra, “Anlatıya dikkat ediyorsanız, kalp atış hızınız muteber bir şekilde dalgalanacaktır” diye açıklıyor. “Dikkat etmeyi bırakırsanız, kalp atış hızınız hala dalgalanabilir, ancak anlatıya uyumlu olmayabilir.”

 Kalp atışlarının hızlanmasına veya yavaşlamasına hikayelerde tam olarak neyin neden olduğu net değildi. Parra ilk deneyin sonuçlarını gördüğünde, hikayelerin nefes almayı, bunun da kalp atış hızını etkileyebileceğini düşündü. Ancak sonraki deneyler bu olasılığı dışladı. Şimdilik Parra’nın en iyi tahmini, beynin kalbi her zaman tetikte olmaya hazırladığıdır. Parra, “Vücudun harekete geçmesi gerektiği için kalp atış hızının yükselip düştüğünü düşünüyorum” diyor. “Bu, etrafımızda neler olup bittiğini anlamayı gerektirir. İşte bu yüzden kalp anlatıyı takip eder.”

Parra, bir noktada, bulguların umut vaat edici olduğunu, çünkü hikayelerin bizi nasıl birleştirdiğini gösterdiğini söylüyor. “Bir hikâye dinlerken yalnız olmadığınızı bilmek içinizi ısıtıyor.”

Ancak bulgular tatbikler sunmaktadır. Makalenin bir parçası olarak, ekip ayrıca kulaklıkla bir çocuk hikayesi dinlerken sağlıklı katılımcıların ve koma gibi bilinç bozuklukları olan hastaların kalp atış hızlarını karşılaştırdı. Bu küçük pilot çalışma, kalp hızları arasındaki korelasyonların sağlıklı katılımcıları hastalardan ayırmaya yardımcı olabileceğini gösterdi. Sonuç olarak, araştırmacılar, kalp atış hızı dalgalanmalarının iyileşme potansiyeli sunup sunamayacağını bilmek istiyor.

Parra, “bir hikâyeyi gerçekten takip eden kalp atış hızı dalgalanmaları olan bir hastada, bunun bundan bir ay veya üç ay sonraki bilişsel durumunu önceden haber verip veremeyeceğini bilmek istiyoruz.” diye açıklıyor.

Kendi araştırması, bir felaket filminin bazı izleyiciler arasında kalp atış hızlarındaki korelasyonlarını gösteren nöropsikolog Hennric Jokeit, mevcut çalışmanın klinik teşhisten, reklamcılığa kadar yeni uygulamaları teşvik edebileceği fikrine katılıyor. İsviçre, Zürih’teki İsviçre Epilepsi Merkezi’nde çalışan Jokeit, “Bence bu açık bir alan” diyor. Deneysel psikolog Anne-Marie Brouwer eğitimde, eğitim materyallerinin öğrencilerin dikkatini ne kadar iyi çektiğini değerlendirmek gibi uygulamalar öngörmektedir. Hollanda Uygulamalı Bilimsel Araştırmalar Örgütü’nde zihinsel durum izleme araştırması yürüten Brouwer, kendi çalışmasında senkronize kalp atışlarının bir hikâyeye verilen dikkate işaret ettiğini göstermiştir.

Parra, günün birinde öğrencilerin ve diğerlerinin akıllı saatlerini kendi kalp atış hızlarını izlemek ve dalgalanma örüntüleri dikkat dağınıklığına işaret ettiği zaman kendilerini dürtmek için kullanabileceğini düşünüyor. Şu an ekibi katılımcılara uzun metrajlı filmler göstererek daha çok veri topluyor. “Ya kalp atışını yukarı aşağı iten içerikler?” diye merak ediyor Parra. “Artık belki de böyle bir soruyu sorabileceğimiz kadar yeterli çeşitlilikte materyalimiz vardır.”

Orijinal makale: PNAS

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here