Depresyonun Genetik Kökleri

0
1506

 344,000’den fazla kontrol ile 135.000’den fazla insan üzerinde yapılan analizler sonucunda, majör depresyon ile istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkisi olan 44 genomik çeşitlilik tanımlandı.

Bu 44 farklılıktan 30’u yeni keşfedilmiş, 14’ü ise daha önceki çalışmalarda tespit edilmiştir. Ayrıca, çalışma 153 önemli gen saptanmış ve majör depresyonun şizofreni ile ilişkisi olan altı ortak gen olduğu bulunmuştur.

Çok uluslu, genomik ilişki çalışmasından elde edilen sonuçlar 26 Nisan’da Nature Genetics‘de yayınlandı.

Araştırma, Psikiyatrik Genomik Konsorsiyumu ile çalışan 200’den fazla bilim adamı tarafından yürütülen benzeri görülmemiş küresel bir çalışma idi. Söz konusu çalışmanın ortak liderleri, Psikoterapi ve Genetik Profesörü ve Kuzey Carolina Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatrik Genomik Merkezi Direktörü olan Patrick F. Sullivan MD FRANZCP ve Avustralya’da Queensland Üniversitesi’nde Profesör onan Naomi Wray idi. Dr. Sullivan, “Bu çalışma, oyunun kurallarını değiştiriyor,” dedi. “Büyük depresyonun genetik temelini bulmak gerçekten çok zordu. Dünya çapında çok sayıda araştırmacı bu çalışmayı yapabilmek için işbirliği yaptı ve şimdi bu konu ile ilgili daha önce hiç olmadığı kadar derin bir bakış açımız var. Daha fazla çalışarak, tedavi için ve hatta majör depresyonun önlenmesi için önemli araçları geliştirebilmeliyiz,” açıklamasını yaptı.

Wray, “Hepimizin depresyona yönelik genetik yatkınlık taşıdığını, ancak daha yüksek bir olasılığa sahip olanların daha duyarlı olduğunu görüyoruz,” dedi. “Birçok yaşam deneyiminin depresyon riskine de katkıda bulunduğunu biliyoruz, ancak genetik faktörleri tanımlamak, biyolojik süreçler üzerinde araştırma yapmak için yeni kapılar açıyor,” yorumunu yaptı.

GENETİK KÖKLER

ABD Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü Direktörü Josh Gordon, “Bu öncü çalışma, iki nedenden dolayı inanılmaz derecede önemlidir. Öncelikle, büyük ölçekli işbirliklerinin değerini, özellikle de psikiyatrik hastalığın altında yatan karmaşık genetiği tanımlamaktadır. İkinci olarak, depresyon için genetik kökleri doğrular. Yeni ve daha iyi tedavilere yol açacağını umduğumuz önemli biyolojik ipuçları sunar,” dedi.

ABD Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü’nün eski müdürü ve  şu anda MIT’nin Broad Enstitüsü’nün Psikiyatri Araştırmaları Stanley Merkezi Direktörü olan Steven E. Hyman, “Majör depresyon, dünyanın en ciddi halk sağlığı sorunlarından birini temsil ediyor” diyor. “Bugüne kadar gösterilen tüm çabalara rağmen, şimdiye kadar sadece biyolojik mekanizmalara dair derinlemesine analizler oldu. Bu durum, tedavi geliştirme sürecini ciddi bir şekilde engelledi ve kısıtlı seçeneklerle depresyondan muzdarip birçok insanı umutsuz bıraktı. Bu dönüm noktası niteliğindeki çalışma ise depresyonun biyolojik temellerini açığa çıkarmak için büyük bir adımı temsil ediyor,” dedi.

Çalışmanın diğer bulguları şunlardır:

Sonuçlar, geliştirilmiş terapiler için kullanılabilir – bilinen antidepresan ilaçların hedefleri, genetik bulgularla zenginleştirildi.
Depresyonun genetik temeli, bipolar bozukluk ve şizofreni gibi diğer psikiyatrik bozukluklarla daha fazla örtüşmektedir.
Şaşırtıcı bir şekilde, depresif bozukluğun genetik temeli aynı zamanda obezite ve gündüz uykululuk, uykusuzluk ve yorgunluk da dahil olmak üzere çoklu uyku kalitesi ölçümleri ile örtüşmektedir.

Kaynak: Science Daily

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here