Lyme hastalığını teşhis etmek her zaman zor oldu. Covid-19’a benzer şekilde, Lyme hastalığı da döküntü, yorgunluk, eklem ağrısı, yüz felci, kalp sorunları, sersemlik hissi ve daha fazlası gibi çok çeşitli belirtilere neden olabiliyor.
Bu belirtiler öznel olduğundan ve spesifik olmadığından, bir doktorun ayırıcı bir tanı koyması ve kişinin kronik yorgunluk sendromuna, multipl skleroza, ALS’ye ya da gribe değil de Lyme hastalığına sahip olduğuna kesinlik kazandırması çok zor oluyor.
Sonuç olarak, doktorlar Lyme hastalığını teşhis etmek için laboratuvar testlerine fazlasıyla bel bağlamak zorunda kalıyorlar. Ancak 1982 yılında, ABD’de Lyme hastalığının kenelerle bulaşan Borrelia burgdorferi bakterisinin neden olduğu bakteriyel bir enfeksiyon olarak tanımlanmasından beri, araştırmacılar hastalığın teşhisine yardımcı olacak bir laboratuvar testi geliştirmekte zorlandılar. Çünkü B. burgdorferi bakterisinin laboratuvarda geliştirilmesi neredeyse imkansızdı ve kültürde gelişse bile bakterinin kendisi kanda sadece kısa bir süre için ve az sayıda mevcut oluyordu ve bu da bir örnek alınmasını problemli hale getiriyordu. Bu Lyme hastalığına neden olan patojenin direkt olarak tespit edilmesinin zor olduğu anlamına geliyordu ve araştırmacılar da bunun yerine, bakteriyi tespit etmek için bağışıklık sisteminin bu bakteriye karşı ürettiği antikorları aramak gibi direkt olmayan yolları incelemeye başladılar. Ancak antikor arayışında kullanılan ELISA ve Western blot testleri de güvenilir sonuçlar alınmasını sağlamadı.
En Büyük Sorun Yanlış Pozitif Ve Yanlış Negatif Olasılıkları
Lyme testlerine benzer bir şekilde, yeni koronavirüs için olan testlerde de bir dizi sorun var. ABD Hastalık Kontrol Ve Önleme Merkezi’nin covid-19 için geliştirdiği ve dağıtımını yaptığı ilk test, koronavirüse ait genetik materyalleri tespit etmek üzere tasarlanmıştı. Ama laboratuvar kontaminasyonu sorunları ilk testlerin ciddi derecede hatalı sonuçlar vermesine neden oldu.
Mayıs ayının başlarında, Amerikan Gıda Ve İlaç Dairesi covid-19 için bazı antikor testlerinin kullanımına onay verdi. Ama bu testlerde de bazı sorunlar vardı. Bu sorunların en büyüğü, yanlış pozitif ve yanlış negatif olasılıklarıydı.
Bazı araştırmacılar bu durumun genel anlamda antikor testleri konusundaki sorunlara vurgu yaptığını söylüyorlar ve bu testlerin sonucu negatif çıksa bile, birkaç hafta beklenmesi ve aksi bir durumun var olma olasılığı göz önüne alınarak bağışıklık sistemine antikor üretmek için biraz daha fazla zaman tanınması gerektiğini belirtiyorlar.
Teşhis testleri konusunda insanlar şu anda bazı dersler çıkarıyorlar ve bu pandeminin sebep olacağı iyi bir şey varsa, o da insanların bütün laboratuvar testleri konusunda daha eleştirel düşünmeye başlaması olabilir.
Orijinal makale: PopSci