Beyaz Saray danışmanları yakın zaman önce, bir yandan insanları güvende tutarken bir yandan da SARS-CoV-2 pandemisini kontrol altına almak için halk sağlığı önlemlerine duyulan ihtiyacı azaltmanın bir yolu olarak, sürü bağışıklığına olan “doğal” bir yaklaşım fikrini savundular. Bu fikir Büyük Barrington Deklarasyonunda özetleniyor.
Önerinin ardındaki temel fikir, ABD’deki savunmasız insanlar sosyal mesafeyi ve izolasyonu devam ettirirken, düşük risk grubundaki insanların sosyalleşmesine ve koronavirüsle doğal olarak enfekte olmasına izin vermek. Bu stratejinin savunucuları, sözde bir “doğal sürü bağışıklığının” ortaya çıkacağını ve ekonomiyi korurken SARS-CoV-2’nin verdiği zararın minimize edileceğini iddia ediyorlar.
Bir toplum, insanların yeterince büyük bir yüzdesi bir hastalığa karşı bağışıklık kazandığında sürü bağışıklığını sağlıyor. Bu olduğunda, enfekte olan insanlar artık hastalığı yayamıyor. Ancak var olan tüm araştırmalara ve bilime dayalı olarak, Pittsburgh Üniversitesi Halk Sağlığı Yüksek Okulu liderliği bu enfeksiyona dayalı yaklaşımın neredeyse kesinlikle başarısız olacağına inanıyor.
Sosyal mesafe uygulamalarını ve maske kullanımını bırakmak, restoranları yeniden açmak ve insanların geniş çaplı olarak bir araya toplanmalarına izin vermek hastanelerin dolup taşmasına ve ölüm oranlarının çok yükselmesine neden olabilir. Dahası, yakın zaman önce yapılan araştırmalar, bu yaklaşımın sürü bağışıklığını sağlamasının da pek muhtemel olmadığını gösteriyor.
Toplumun Yüzde 50 İla 67’sinin Bağışıklık Kazanması Gerekiyor
Sürü bağışıklığını sağlamak ölümcül bir salgını sınırlamanın etkili bir yolu ama bu çok büyük miktarda insanın bağışıklık kazanmasını gerektiriyor. Sürü bağışıklığının sağlanacağı nüfus oranı virüsün ne kadar bulaşıcı olduğuna bağlı oluyor. SARS-CoV-2 söz konusu olduğunda, toplumun yüzde 50 ila 67’sinin maruz kalma veya aşı yoluyla bağışıklık kazanması gerekiyor.
Büyük Barrington Deklarasyonu, ABD’nin aşılama yerine enfeksiyon yoluyla bu bağışıklık eşiğine ulaşmayı hedeflemesi gerektiğini ileri sürüyor. ABD nüfusunun yüzde 60’ının bağışıklık kazanması için, yaklaşık 198 milyon insanın hastalanması, hayatta kalması ve koronavirüse karşı direnç geliştirmesi gerekiyor.
Büyük Barrington Deklarasyonu, yanlış bir şekilde tüm sağlıklı insanların bir koronavirüs enfeksiyonundan sağ kurtulabileceğini varsayıyor ama genç ve sağlıklı insanlar da bu hastalıktan ölüyorlar ve bu hastalığın neden olduğu uzun vadeli sorunlarla yüz yüze kalıyorlar.
Ayrıca düşük risk grubunda olan ve yüksek risk grubundaki insanlarla etkileşim kuran insanların enfekte olmadığı da garanti edilemiyor. Enfekte olan ama semptom göstermeyen insanlar, virüsün yayılımının yüzde 30’undan fazlasının sorumlusu olabilirler. Bu insanlar yüksek risk grubundaki insanları enfekte edebilirler çünkü aralarındaki teması engellemek mümkün değil.
Bunlara ek olarak, koronavirüsü kapmak ve bu hastalıktan iyileşmek de uzun süreli bir bağışıklık sağlamıyor olabilir. ABD Hastalık Kontrol Ve Önleme Merkezi’nin bir raporu, insanların enfeksiyonun başlangıcının yaklaşık 90 gün sonrasında yeniden enfekte olma riskine açık hale geliyor gibi göründüğünü gösteriyor.
Ama sürü bağışıklığını sağlamanın daha önce de denenmiş olan başka bir yolu da var ve bu da toplu aşılama. Aşıyla sağlanan sürü bağışıklığı, dünya çapında kızamığı büyük ölçüde bitirdiği, çiçek hastalığını yok ettiği ve çocuk felcini de neredeyse yok ettiği gibi bu pandemiyi de sonlandırabilir.
Orijinal makale: The Conversation
