İskandinavya’lı araştırmacılar, diyabeti iki tür yerine beş tür olarak sınıflandırıyorlar. Peki bu diğer türler nedir? Araştırmacılar niçin böyle bir karar aldı?
Diyabet, kan şekeri (glükoz) seviyemizin çok yüksek olması demektir. Bir diğer adı da şeker hastalığı olan diyabet, gittikçe yaygınlaşan bir hastalıktır.
Tip 1 diyabet genellikle çocuklukta ortaya çıkar.Vücut insülin üretemez. İnsülin, glükozun hücrelere girişini sağlayan bir hormondur. İnsülin üretilmediğinde Tip 1 diyabet gelişir çünkü vücudun bağışıklık sistemi pankreasın insülin üreten hücrelerine saldırır.
Tip 2 diyabette ise vücut insülin üretemez ya da insülini iyi kullanamaz. Bu durum insülin direncinin oluşmasına sebep olur. Yani vücut insülin üretse dahi hücreler insüline cevap vermez. Bu tip diyabet ise orta ya da ileri yaşlarda olan yetişkinlerde meydana gelir ve genellikle nedeninin yaşam tarzı veya obezite olduğu düşünülür.
Fakat The Lancet Diabetes & Endocrinology dergisinde yayınlanmış olan yeni çalışmada ise araştırmacılar, İsveç ve Finlandiya’daki diyabet hastalarının beş farklı gruptan oluştuğunu keşfettiler. Gruplardan biri Tip 1 diyabet türüne benziyordu. Diğer gruplar ise Tip 2 diyabetin alt kategorileri olarak kabul edildi. Gruplardan üçü, hastalığın ciddi formları olarak kabul edilirken, diğer iki grup ise orta formlar olarak nitelendirildi. Ohio Eyalet Üniversitesi Wxner Tıp Merkezi’nde endokrinolog olan Dr. Wyne, yeni sınıflandırmanın çok kullanışlı olacağını ifade ederken, araştırmacıların Tip 1 ve Tip 2 Diyabet teşhisi koymaktan henüz kurtulamadıklarını, hatta bu yeni grupların bildiğimiz tip 1 ve tip 2 diyabetin alt sınıfları olarak değerlendirileceğinin altını çizdi.
Wyne yaptığı açıklamada: ” Bu yeni gelişme, teşhisi ya da terminolojiyi değiştirmeyecek. Sadece rahatsızlıkla ilgili sınıflandırma yaparak tedavi süreci hakkında verilen kararları kolaylaştıracak” dedi.
Bu gruplar şu şekilde ifade edildi:
Grup 1: Şiddetli Otoimmün Diyabet
Bu form tip 1 diyabete benzemekte. Bu gruptaki insanlara genellikle genç yaşta bu teşhis koyuluyor ve fazla kilolu değiller. Bağışıklık sistemleri insülin üretimini engelliyor.
Grup 2: Şiddetli İnsülin Yetmezliğinden Kaynaklanan Diyabet
Bu form, grup 1 diyabet gibi genç insanlarda görülmeye başlıyor ve teşhis koyulanlar yine fazla kilolu değil. Ayrıca hastaların vücudu az insülin üretiyor. Fakat asıl sorun şu ki hastalığın sebebi bireylerin bağışıklık sistemleri değil. Tip 1 diyabetlilerden farklı olarak kendi oto-antikorları yok. Araştırmacılar bunun nedenini henüz bilemiyorlar. Fakat bu gruptaki insanlarda insülin üreten hücrelerde yetersizlik görülüyor.
Grup 3: Şiddetli İnsülin Direnci Görülen Diyabet
Bu grup, insanlar aşırı kilo aldıklarında ortaya çıkıyor. Aşırı kilo sonucu insülin direnci yükseliyor; yani vücut insülin üretiyor ancak hücreler insüline tepki vermiyor.
Grup 4: Obezite Kaynaklı Orta şiddetli Diyabet
Bu gruptaki insanlar obeziteye eğilimli oluyor. Hastalık ciddi boyutlarda olmasa da orta şiddette ilerliyor.
Grup 5: Yaşa Bağlı Orta Şiddetli Diyabet
Bu grup da dördüncü gruba benzer şekilde fakat teşhis koyulan insanlar daha ileri yaş grubundalar. Bu grup, diyabetin en yaygın türü. Yapılan çalışmada da gönüllü deneklerin %40’ını grup 5 diyabet oluşturuyor.
Üçüncü grupta yer alan insanlar böbrek hastalıklarının en yüksek seyrettiği risk grubunu oluşturuyor. İkinci gruptakilerde ise retinopatinin (şeker hastalığına bağlı görme problemleri) en çok görüldüğü grup; ki bu rahatsızlık sonucu insanlar görme yetilerini kaybedebiliyor.
Kaynak: Live Science
