Singapur Nanyang Teknoloji Üniversitesi (NTU Singapur) liderliğindeki uluslararası bir bilim insanları ekibi, artan hava kirliliğini dünya çapında akciğer adenokarsinomu (LADC) vakalarındaki artışla ilişkilendirdi. Aynı çalışma ayrıca, dünya çapında genel olarak daha düşük tütün tüketiminin, akciğer skuamöz hücreli karsinom (LSCC)’a yakalanma oranının düşürdüğünü saptadı.
Akciğer adenokarsinomu, araştırmaların genetik, çevresel ve yaşam tarzı faktörlerinin bir rol oynadığını güçlü bir şekilde öne sürdüğü bir kanser türüdür, akciğer skuamöz hücreli karsinom ise genellikle sigara içme öyküsü ile bağlantılıdır.
CA: A Cancer Journal for Clinicians’a göre akciğer kanseri, 2020’de tahmini 1,8 milyon ölümle kanser vakalarının başını çekmeye devam ediyor. Küresel istatistikler, akciğer kanserlerindeki eğilimleri vurguladı, ancak kanserlerin insidansını tütün tüketimi ve hava kirliliği ile ilişkilendiren NTU liderliğindeki çalışmaya kadar, bunlara neyin neden olabileceği belirsizdi.
Araştırmayı yöneten Profesör Joseph Sung, “Çalışmamızda, akciğer adenokarsinomunun küresel artışının büyük olasılıkla hava kirliliği ile ilişkili olduğunu belirlemeyi başardık. Geçtiğimiz yıllarda her zaman için, dünya çapında neden daha fazla kadının ve sigara içmeyenlerin akciğer kanserine yakalandığı müphemdi. Çalışmamız, belirli akciğer kanseri türlerinin sebeplerinde çevresel faktörlerin önemine işaret ediyor.”
Araştırmanın ilk yazarı Doç. Dr. Steve Yim, “Çalışmamız, sigara içme prevalansının azalma eğilimine rağmen, akciğer adenokarsinomunun yükselen trendinin arkasındaki nedene dair bize bir gösterge sağladı. Bulgularımız, hava kirletici emisyonlarını, özellikle de siyah karbonu azaltmanın gerekliliğini ve aciliyetini gösteriyor.”
Cinsiyet ve Coğrafyanın Rolü
Akciğer kanserleri ve siyah karbon arasındaki bağlantılar, farklı kıtalarda farklı cinsiyetler arasında da farklılık göstermekte. Örneğin, kirletici madde ile hem LADC hem de LSCC insidansı arasındaki bağlantı, kadınlarda erkeklerden daha güçlüydü.
Çalışma, hava kirleticileri ve LADC arasındaki bağlantının kıtalar arasında değiştiğini buldu. Kuzey Amerika’da 0,1 μg/m3 siyah karbon artışı, LADC vakalarında -Avrupa’daki yüzde yediye kıyasla- yüzde on artışla ilişkilendirdi.
Araştırmacılar, çalışmada küresel verilerin LSCC’deki düşüşün erkekler arasında daha belirgin olduğunu gösterdiğini ve düşüş eğiliminin tütün tüketimindeki düşüş eğilimiyle örtüştüğünü söyledi.
Bununla birlikte, tütün kullanımındaki genel azalma eğilimine rağmen, Asya, Kuzey Amerika ve Okyanusya’daki kadınlar için sigara içimi ile LSCC arasında pozitif bir ilişki olduğu gösterilmiştir; burada kadın tiryakilerin sayısındaki yüzde 1’lik bir artışın kanserde yüzde 12’lik bir artışla ilişkili olduğu saptanmıştır.
Nüfus artışı ve artan hava kirliliğinin etkisi
Bilim insanlarına göre, LADC’nin artan insidansı, özellikle siyah karbon ve sülfat emisyonlarının arttığı Asya’da daha belirgin.
Asya’daki erkekler arasında LADC, en büyük artış eğilimini gördü ve yıllık yüzde 24 arttı, buna esas olarak Japonya (yıllık yüzde 38) ve Güney Kore’deki (yıllık yüzde 37) belirgin artışlar katkıda bulundu. Asya’daki kadınlar için, LADC, benzer şekilde, hem Japonya (yılda yüzde 43) hem de Güney Kore’de (yılda yüzde 36) belirgin bir artış eğilimi göstererek, yüzde 25 arttı.
Prof Sung ekledi, “Bu çalışmanın sonuçları, sağlığı korumak ve özellikle yüksek düzeylerde olduğu bilinen kirletici emisyonlara maruz kalan, kentsel alanların yakınında yaşayan popülasyonlarda akciğer kanseri veya ilgili hastalıklardan erken ölümleri önlemek için hava kirliliğinin daha iyi kontrol edilmesi gerektiği konusunda bize iyi bir uyarıdır. Hava kirliliği, iklim değişikliği ile birlikte insan sağlığına yönelik en büyük çevresel tehditlerden biridir.”
Orijinal makale: Phys.org