Kontrol noktası inhibitörleri olarak bilinen ve vücudun bağışıklık sistemini tümörlere saldırmak için serbest bırakan ilaçlar, bazı kanser hastalarını yıllar boyunca duraklama dönemine soktu. Ama bu tedavilerden fayda sağlamayan birçok insan da var. Şimdi, araştırmacılar eski bir antidepresan türünün, farelerde bu inhibitörlerin gücünü artırdığını buldular ve ilacın aynı şeyi insanlarda da yapabileceğinden şüpheleniyorlar.
Çalışmaya dahil olmayan ama uzun zaman boyunca beyindeki MAO-A enzimini inceleyen Güney California Üniversitesi’nden Jean Chen Shih, bunun monoamin oksidaz inhibitörü (MAOI) adı verilen bir antidepresan türünün böyle bir rolü olduğunu gösteren ilk çalışma olduğunu söylüyor.
Yaygın olarak kullanılan bir kontrol noktası inhibitörü olan anti-PD-1 ilaçları, tümörlerin T hücrelerinden saklanmak için kullandığı, bu hücrelerin yüzeyinde bulunan bir molekülü bloke ediyor. Bu PD-1 reseptörüne bağlanan bir yüzey proteinini kullanarak, kanser hücreleri aksi durumda T hücrelerinin saldırıya geçmesine neden olacak sinyalleri “frenleyebiliyor”. Ama basitçe bir kontrol noktası olarak bilinen bu freni anti-PD-1 ilaçlarıyla kaldırmak her zaman yeterli olmuyor.
T hücrelerinin tepkilerini kuvvetlendirebilecek moleküllerin arayışı içinde olan California Üniversitesi’nden Lili Yang ve laboratuvar üyeleri, farelerdeki melanom tümörlerine sızan T hücrelerindeki gen ifadelerini incelediler ve bu hücrelerde beyindeki dopamin ve serotonin gibi nörotransmitterleri parçalayan MAO-A geni için çok yüksek bir faaliyet olduğunu buldular.
Bağışıklık Dokularında MAO-A Proteini Olmayan Farelerdeki Tümörlerin Daha Yavaş Büyüdüğü Bulundu
Yüksek MAO-A seviyeleri depresyonla ilişkilendirilmiş durumda ve bunun sonucunda da, 1950’li yıllarda MAOI antidepresanları geliştirildi.
Günümüzde çok kullanılmasalar da, MAOI antidepresanları hala onaylı ilaçlar ve bu nedenle kanser hastalarında hızla test edilebilirler.
Yang’in ekibi, bağışıklık dokularında MAO-A proteini olmayacak şekilde tasarımlanan farelerdeki tümörlerin, normal farelerdekilere kıyasla daha yavaş büyüdüğünü, onlardaki T hücrelerinin daha az yorgun olduğunu ve bunların kanser hücreleri için toksik olan daha fazla molekül ürettiğini buldular. Ayrıca, fare melanom ya da kolon kanseri hücreleri yerleştirilmiş normal farelere MAOI antidepresanlarının üç türünü vermek de tümörlerin daha yavaş büyümesine neden oldu. Ve Science Immunology’de yayınlanan çalışmaya göre, bir MAOI antidepresanını anti-PD-1 ilacıyla kombine etmek, her iki ilacın da tek başına kullanılmasından daha iyi bir şekilde işe yaradı ve bu bazı farelerde tümörü bir ay içinde temizledi.
Araştırmacılar melanom, kolon, akciğer, pankreas ve rahim ağzı kanseri olan insanların tümör örneklerindeki gen ifadesinin veri tabanlarını da araştırdılar. Tümörlerinde daha fazla MAOA ifadesi olan hastaların tümöre sızan daha az T hücresi olduğu ve bu hastaların daha düşük MAOA ifadesi seviyelerine sahip hastalar kadar uzun yaşamadıkları bulundu.
Yang bu çalışmanın, klinik araştırmacılara ucuz, kolayca bulunabilen MAOI ilaçlarını anti-PD-1 ilaçlarıyla birlikte test etmek için ilham vermesini umduğunu söylüyor. Ekip ayrıca, kanser tedavisi rejimine MAOI ilaçlarını eklemenin aynı zamanda depresyona da iyi gelebileceğini belirtiyor.
Orijinal makale: Science Mag