Yapılan iki yeni çalışma, “superbolt” adı verilen yıldırım ışıklarının sıradan bir yıldırımdan 1,000 kata kadar daha parlak olduğunu ve bunların gerçekten de var olduğunu onayladı.
Yakın zaman önce, yıllar boyunca elde edilen verileri değerlendirdikten sonra, bilim insanları bu son derece parlak yıldırımların en az 100 gigawatt elektrik üretebildiğini doğrulamıştı.
Journal of Geophysical Research: Atmospheres’de yayınlanan bu iki çalışmada, araştırmacılar superbolt gözlemleri için uydulardan yararlandılar.
Yapılan ilk çalışmada, Geostationary Lightning Mapper (GLM) adı verilen bir sensörün, 2018 ve 2020 yılları arasında Amerika kıtası üzerinde kaydettiği en parlak yıldırım ışıkları tanımlandı.
İki çalışmanın da başyazarı olan Michael Peterson normal bir yıldırımdan ciddi ölçüde daha parlak olan superboltlara odaklandıklarını ve bunların en kuvvetli olanlarının normal yıldırımlardan 1,000 kat daha parlak olmanın bile ötesine geçtiğini söylüyor.
İkinci Çalışmada 1997 Ve 2010 Yılları Arasında Toplanan Veriler Analiz Edildi
İkinci çalışmadaysa, araştırmacılar Fast On-Orbit Recording of Transient Events (FORTE) isimli uydunun 1997 ve 2010 yılları arasında topladığı verileri analiz ettiler. Sonuçta, belirli görüş koşullarının yıldırım parlaklığını etkilediğini (bulutlar uydunun görüş alanını kapatmadığı zaman bir yıldırımın daha parlak görünebilmesi gibi) ve superbolt olduğundan şüphelenilen bazı gözlemlerin de bu kategoriye girdiğini öğrendiler. Ama Peterson, bu şartların sadece parlaklığı daha az olan durumlar için bir sorun olduğunu ve gerçek superboltların bunlardan önemli ölçüde daha parlak olduğunu belirtiyor.
Araştırmacılar okyanus üzerinde meydana gelen superboltlara fırtına bulutlarındaki kademeli elektrik yükü birikiminin güç sağladığını, dolayısıyla da neticede tüm bu elektrik serbest kaldığında yıldırımların daha kuvvetli olmasının şaşırtıcı olmadığını buldular.
Ayrıca, araştırmacılar en parlak superboltların büyük gök gürültülü fırtınaların yaygın olduğu coğrafi bölgelerde toplanma eğiliminde olduğu bulgusuna da ulaştıklarını söylüyorlar.
Bu yeni bulgular bilim insanlarının bu aşırı derecede kuvvetli yıldırımları ortaya çıkarabilen senaryoları daha iyi anlamasına yardımcı olabilir.
Orijinal makale: LiveScience