Bal gerçekten de öksürük ve soğuk algınlığı için reçetesiz satılan ilaçlardan ve antibiyotiklerden daha iyi bir tedavi yöntemi mi? Yapılan yeni bir inceleme çalışması bu soruya evet cevabını veriyor. Ama reçetesiz satılan ilaçların boğaz ağrısı, şiddetli kuru öksürük ve burun akıntısı için pek de fazla bir rahatlama sağlamadığı yönünde bir uyarı notu düşmeyi de ihmal etmiyor. Diğer bir deyişle, bu konudaki başarı çıtası fazla yüksek değil. (Ve antibiyotikler soğuk algınlığı gibi viral enfeksiyonlara hiçbir yarar sağlamıyor.)
Doktorlar en az on yıldır, çocuklarda soğuk algınlığı tedavisinde standart olarak balı tavsiye ediyorlar. Yetişkinler ve bal üzerinde yapılan araştırmalarsa biraz daha belirsiz. BMJ Evidence-Based Medicine’de yayınlanan bu yeni çalışmada incelenen 14 çalışmadan sadece beşi yetişkin hastaları içeriyordu ve bu çalışmaların birkaç tanesinde de kahve içinde bal veya bal ve bitkisel şurup gibi kombine tedaviler kullanılmıştı.
Araştırmacılar balın neden soğuk algınlığı belirtilerini tedavi etmeye fayda
sağlayabildiğinden emin değiller ama bunun baldaki antioksidanlarla ya da
yapışkan olması sebebiyle tahriş olmuş boğazı kaplamasıyla ilgisi olabilir. Yine de, solunumla ilgili belirtileri balla tedavi etmek düşük risk taşıyan bir girişim.
Çalışmanın yazarı ve Oxford Üniversitesi’nde beşinci yılında bir tıp öğrencisi olan Hibatullah Abuelgasim, balın aynı zamanda da kolaylıkla ulaşılabilir ve ucuz olduğunu söylüyor.
Çocuklarda öksürük ve bal kullanımı üzerinde araştırmalar yapmış olan Penn State College of Medicine’den Ian Paul ise, öksürük ve soğuk algınlığı ilaçlarının yan etkileri olduğunu ve bunların iyi bir şekilde işe yaramadıklarını belirtiyor.
Sonuç mu? Balın mucizeler yaratmasını beklemeyin ama onu görmezden de gelmeyin. Bal sinir bozucu bir soğuk algınlığını atlatma sürecinin biraz daha az perişan geçmesini sağlayabilir.
Balın Antimikrobiyal İçerikleri Direkt Olarak Patojenle Savaşıyor Olabilir
Abuelgasim’in liderliğinde yapılan yeni çalışma, balın her yaştan insan için
antibiyotik reçete edilmesine çok daha iyi bir alternatif olduğu görüşünde.
Araştırmacılar çoğu üst solunum yolu enfeksiyonuna virüslerin neden olduğunu ve antibiyotiklerin viral enfeksiyonlara karşı hiçbir etki yapmadığını yazıyorlar.
Buna ek olarak, bu ilaçların aşırı kullanımı mikroplarda antibiyotik direncine yol açıyor. Abuelgasim, “Çalışmamızın güçlü yönlerinden biri, incelememize dahil ettiğimiz çalışmaların çoğunun randomize olması. Zayıf yönleriyse, bazı çalışmaların nispeten küçük örnek hacimlerine sahip olması ve bazılarının da kör olmaması,” diyor.
Hastaların hangi tedaviyi aldığını saklayarak bir çalışmayı körleştirmemek
muhtemel bir yanlılık kaynağı olabilir. Araştırmacılar inceledikleri çalışmalarda başka potansiyel yanlılık kaynakları da buldular ve bunlar arasında katılımcıların çalışmadan ayrılmasına bağlı eksik veri ve incelenen bireyler nüfusun daha geniş bir bölümünü temsil etmediğinde oluşan seçim yanlılığı da vardı.
Cevaplanamayan sorulardan birisi, balın neden soğuk algınlığı belirtilerini
yatıştırmaya reçetesiz satılan ilaçlardan daha çok fayda sağladığı. Paul, baldaki antimikrobiyal içeriklerin direkt olarak soğuk algınlığına neden olan patojenle savaşıyor olmasının bir olasılık olduğunu söylüyor. Bir diğer olasılıksa, balın yapışkan olması ve bu nedenle tahriş olmuş boğazı kaplaması ve yatıştırması.
Paul ayrıca, balın da çoğu öksürük şurubu gibi tatlı olduğunu ve tatlı tadını
işleyen beyin bölgesinin öksürüğü kontrol eden beyin bölgesinin yakınında
olduğunu; dolayısıyla sinirlerin veya nörotransmitterlerin şekerli tatlara karşılık olarak öksürüğü yatıştıran bazı etkileşimleri oluyor olabileceğini belirtiyor. Tatlı tatlar ayrıca tükürük salgılamaya da neden oluyor ve bu da mukusu inceltiyor olabilir.
Orijinal makale: Live Science