Covid-19 Aşısını Aceleye Getirmek Riskler Taşıyor

0
521

Covid-19’a karşı etkili ve güvenli bir aşı geliştirmek için küresel anlamda bir acele söz konusu. Uzmanlar ve şirketler bir aşının 12-18 ay içinde piyasada olabileceğini iddia ediyorlar. Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, 17 aşı adayı şu anda klinik deneyler aşamasında; bunlardan bir tanesi şimdiden üçüncü fazda ve iki tanesi de muhtemelen Temmuz’da bu faza girecek. 

Aşı geliştirme sürecinin hızlandırılması, aşıların eksik veri ve analizlerle onaylanabileceği konusunda halk sağlığı uzmanlarını endişelendiriyor. Örneğin, bu aşı adaylarından en az bir tanesi hayvan deneylerini atladı. Diğer yandan, Çin’de deneysel bir covid-19 aşısı, üçüncü faz deneyleri tamamlanmadan orduda kullanım için onaylandı. 

Daha önce bir koronavirüse karşı hiçbir aşının onay almamış olması endişeyi daha da yoğunlaştırıyor. Guelph Üniversitesi’nden Byram Bridle, yaklaşık bir yıl içinde bir aşı geliştirmenin daha önce hiç görülmemiş bir durum olduğunu ve bilimi fazlasıyla hızlandırmanın aşıları doğru ve uygun bir şekilde değerlendirmek için gereken titizlikten ödün vermeye yol açabileceğini ve etkisiz ve/veya güvensiz bir aşının faydalı olmayacağını söylüyor. 

İstenmeyen Yan Etkiler Yapma Potansiyeli 

Bu konudaki en büyük endişelerden biri, aceleye getirilen bir aşının istenmeyen yan etkiler yapma potansiyelini taşıması. Hiçbir aşı yüzde 100 güvenli değil ancak bir milyar insanın aşı olması ve 10,000 kişiden birinde ciddi bir olumsuz gelişme görülmesi, bu insanların 100,000’inin bu ciddi olumsuz gelişmeden etkileneceği anlamına geliyor. 

Bu potansiyel olumsuz gelişmelerden biri tanesi, antikor bağımlı hastalık geliştirme (ADE) durumunun meydana gelmesi. Bu, aşının ardından virüse maruz kalmanın durumu daha da tehlikeli hale getirdiği bir bağışıklık tepkisi türü. Kızamık, respiratuar sinsityal virüs ve dang virüsü aşılarında ve orijinal SARS virüsü aşısının hayvan modellerinde gözlemlenmiş olan bu durum, aşı olunduktan sonra virüse maruz kalındığı zaman vücut virüsü yeterli düzeyde nötralize etmeyen antikorlar ürettiğinde ve bunun yerine virüsü hücrelerde çoğalmaya teşvik ederek hastalığı şiddetlendirdiğinde meydana geliyor.  

Koronavirüsler hakkında hala bilmediğimiz çok şey var ve bu da hızla aşı geliştirmekteki bir diğer endişe konusu. Örneğin, bağışıklık konusunda bir soru işareti bulunuyor: antikorlar koruyucu mu ve bağışıklık ne kadar sürüyor?

Bridle aşı geliştirme sürecini aceleye getirmenin immünolojik hafıza değerlendirmelerinden taviz verme riskini de içerdiğini belirtiyor ve, “Bir covid-19 aşısının, hastalığın gelecekte tekrarlanma riskini azaltmak için bir yıldan fazla süre bağışıklık sağlaması gerekiyor. Peki, bir aşının bir yıl boyunca immünolojik hafıza sağlayıp sağlayamayacağını belirlemek için ne kadar süre gerekiyor? Elbette ki, bu en az bir yıl alacak bir süreç. Öyleyse bu durum, bir aşıyı bir yıldan az bir süre içinde genel kullanıma sokma hedefiyle nasıl örtüşüyor?” diyor.

Kalitesiz Aşılar İnsanları Asemptomatik Taşıyıcılar Haline Dönüştürebilir

Buna ek olarak, aceleye getirilmiş bir aşı pek etkili de olmayabilir. Bridle aşıda sağlanacak başarı hedefinin çoktan hastalığa karşı koruma sağlayacak bir aşıdan çıkıp sadece hastalığın seyir şiddetini azaltacak bir aşıya dönüştüğünü söylüyor. Bridle’a göre, bu durum kalitesiz aşıların potansiyel olarak insanları virüsü bulaştıran asemptomatik taşıyıcılar haline dönüştürebilmesi riskini taşıyor. 

Haziran ayının sonunda, Beyaz Saray sağlık danışmanı Anthony Fauci, bir aşının potansiyel olarak sadece kısmen etkili olacak olması nedeniyle ABD’nin sürü bağışıklığı geliştirmesinin pek mümkün görünmediğini söyledi ve ilk aşının sadece yüzde 70-75 oranında etkili olması durumunda mutlu olacağını ekledi. Bundan bir gün sonra, FDA’den yapılan açıklamada, bir aşının plasebo kontrollü bir deneyde sadece yüzde 50 oranında etkili olmasının yeterli olacağı söylendi. Uzmanların bu açıklamaya verdiği tepkiler karışık oldu ve bazıları yüzde 50’nin çok düşük bir oran olduğunu söylerken, bazıları da bunun fazla yüksek olduğunu belirtti.  

Bir aşının güvenli ve etkili olduğundan emin olmak, halkın aşılara olan güvenini korumak açısından da büyük önem taşıyor. Aceleye getirilen bir aşının bu güveni kırma riski bulunuyor. Yapılan çeşitli anketlere göre, şu anda ABD halkının yaklaşık yüzde 30’u bir covid-19 aşısını reddedeceğini söylüyor. 

Ancak güvenlik ve etkinlik konularındaki endişelerin dışında düşünülmesi gereken başka şeyler de var. Bridle covid-19’un gelecekte görülecek tek koronavirüs pandemisi olmayacağını söylüyor ve bu pandemi geçtikten sonra bilimsel olarak elde ettiğimiz kazanımları geliştirmemiz ve bir sonraki koronavirüs için güvenli ve etkili bir aşı geliştirmeye hazır olmak adına elimizdeki verileri ve teknolojiyi kullanmamız gerektiğini belirtiyor. 

Orijinal makale: ChemistryWorld

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here