İnsan dili günlük yaşamın önemli bir parçası. Sonuçta, dilimiz olmadan aynı tamlık ve duyarlılık haliyle yemek yiyemez, tat alamaz, konuşamaz, yudumlayamaz ya da hatta tüküremezdik. Buna rağmen, ağzımızın ana kası bilim insanları için kısmen bir gizem olmayı sürdürüyor. Araştırmacılar ağzımızda onu evleri olarak gören ve mikrobiyom olarak bilinen bütün bir bakteri ekosisteminin olduğunu daha sadece yakın bir zaman önce anlamaya başladılar. Ve şimdi, onlar bu mikroskobik topluluğu bugüne dek hiç olmadığı kadar detaylı bir şekilde fotoğraflamayı başardılar.
Araştırmacılar bir süredir dillerimizin mikroplarla dolu olduğunu biliyorlar. Ve sürüntü örnekleri almak yoluyla tam olarak hangi mikrop türlerinin bizimle yaşadığını öğrenebildik. Ama şimdiye kadar tüm bu canlı türlerinin birbirleriyle nasıl etkileşim kurduğunu gerçek zamanlı olarak görmemiştik.
Mikropların dilimizin neresinde yaşadıklarını ve birbirleriyle nasıl etkileşim kurduklarını görüntülemek için, araştırmacılar nispeten yeni geliştirilmiş olan ve kısaca CLASI-FISH adı verilen bir tekniği kullandılar. Bu teknik daha önceden insan dilinde yaşadığı tespit edilen çeşitli mikroorganizmaları floroforlarla etiketlemeyi içeriyor ve dildeki birçok farklı bakteri türünün ve diğer mikropların fotoğraflandığı zaman parlamasını sağlıyor. Ve bunu yaparak, araştırmacılar dilimizdeki mikrobiyal toplulukların nasıl yaşadığını görüntüleyebildiler.
Sağlığımız Üzerinde Rolleri Var
Beklendiği üzere, dillerimizde çok şey olup bitiyor ve bu bizim sağlığımız üzerinde bir rol oynuyor. Fotoğrafın ortasında yer alan gri renkteki hat ağız kaslarımızın dışındaki etli kısmı oluşturan insan epitel dokusu. Buradan çıkan kırmızı renkli çıkıntılar Actinomyces adı verilen ve boğazımızda, sindirim sistemimizde ve idrar yolumuzda da bulunan zararsız, gram pozitif bakteriler. Bu bakterilerin yakın komşuları olan ve mor renkte görülenlerse Veillonella isimli bakteriler. Hem Actinomyces hem de Veillonella bakterileri ıspanak ve diğer yeşil yapraklı sebzeler gibi gıdalarda bulunan nitratı nitrite dönüştürebiliyor ve bu da hücrelerimizin kan basıncını kontrol etmek gibi hayati fonksiyonlara yardım eden nitrik oksit üretmesine olanak tanıyor.
Fotoğrafta yeşil renkte görülen ve dilimizin dış kenarında bulunan bakteriler iyi bilinen streptokok bakterileri. Dilimizde ayrıca camgöbeği rengindeki Rothia ve sarı renkte görülen Neisseria isimli başka bakteri türleri de bulunuyor. Bu çarpıcı fotoğraf bakterilerin kendilerine dil üzerinde belirli yerler edindiğini açıkça gösteriyor. Şimdi, araştırmacılar bunun nedenini, bunun onların gelişmesine nasıl bir faydası olduğunu, dilimizin anatomik unsurlarının bu bakteri gelişimini nasıl teşvik ettiğini ve tüm bunların insanların ve bakterilerin gelişimine nasıl yardımcı olduğunu daha iyi bir şekilde anlamak istiyorlar.
Orijinal Makale: Popular Science
