Ortadoğu’nun gizemli şekilleri

Amerika kıtasındaki meşhur Nazca çizgilerini çoğumuz duymuştur. Ancak bu çizgilerden 6 bin yıl daha eski ‘tekerlekler’ ya da ‘eskilerin işleri’ olarak anılan Ortadoğu’daki şekiller ne yazık ki fazla bilinmiyor. Ve gizemini hâlâ koruyor.

0
1882

Suriye, Ürdün, Suudi Arabistan, hatta kısmen Sina yarımadası ve Filistin’i de kapsayan Ortadoğu coğrafyasında, havadan görülen çok sayıda ilginç şekil mevcut.
Taşların dizilmesi ile oluşturulan bu şekillerin bir kısmı uçurtmalara benzerken, diğer bir kısmı tekerlek, üçgen ve karelere benziyor. Özellikle tekerlekler olarak bilinen, daire ve içinde çizgilerden oluşan şekiller şaşırtıcı derecede hassasiyetle inşa edilmişler.
Uçurtmalar birkaç kilometre uzunluğa ulaşırken, tekerlekler 25 metre ile 70 metre arası mesafeleri buluyor. Şekiller çoğunlukla bazalt taşların yığılması ile oluşturulmuş.
Şekillerin bir kısmı, Arap bedeviler tarafından ‘eskilerin işleri’ ismi ile bilinse de çoğu sadece havadan uçak ya da Google Earth aracılığıyla keşfediliyor. Modern bilim literatürüne 1927 yılında bölge üzerinde uçan Percy Maitland tarafından fark edilmeleri ile giriyorlar. Ancak 2010’lardan önce ciddi bir şekilde incelenmiyorlar. Hatta hâlâ çoğunlukla görmezden geliniyorlar.

Bu Şekiller Neden Yapıldı?

Peki, bu şekiller ne zaman ve kimler tarafından inşa edildi? Nasıl böyle büyük bir alana yayıldılar? OSL (optically stimulated luminescence-optik uyarmalı lüminesans) tekniği ile Ürdün’deki Wadi Wisad çölündeki iki tekerlek üstünde yapılan tarihlendirme incelemesi şaşırtıcı bir sonuç ortaya çıkarıyor. Şekiller bundan 8 bin 500 yıl önce, yani M.Ö. 6500 yıllarında inşa edilmişler. Bu da Güney Amerika’da yer alan ve bu şekillere benzeyen Nazca çizgilerinden 6 bin yıl daha eski oldukları anlamına geliyor. Bu iki tekerlekten biri 5 bin 500 yıl önce, yani inşa edildikten 3 bin yıl sonra tamir edilip yeniden inşa edilmiş. Bu da şekillerin en az 30 asır boyunca burada yaşayan insanlar tarafından kullanıldığını gösteriyor. Bu şekillerin yapıldığı dönemlerde Ortadoğu, çok daha elverişli bir iklime sahipti ve tarıma uygundu. Ancak ne yazık ki bu medeniyetler hakkında fazla bir bilgimiz yok. Peki, bu şekillerin yapılma amacı neydi? Uçurtmalar olarak anılan şekiller için bu sorunun cevabını biliyoruz: Avcılık. Birkaç kilometre uzunluğa ulaşan bu taş uçurtmaların birleşen kolları, kovalanan ya da doğal bir şekilde bu uçurtmanın içine giren ceylanların çıkmaz sokağa varıp hapsolmalarını sağlıyor.

Ancak estetik kaygılarla ve şaşırtıcı hassas bir dikkatle inşa edilen tekerlekler için bu sorunun cevabını ne yazık ki bilmiyoruz. Buraların özel kişilerin mezarları ya da dini ritüel mekanları olduğunu düşünenler mevcut. Ancak bu iki tez de pek makul değil, zira 2 binden fazla sayıda olan bu şekiller çok büyük bir alana yayılmış durumda. Dolayısıyla ‘kutsal’ bir bölgede durduklarını iddia etmek güç. Yine kimisi büyük sayılarda belli bir bölgede kümelenirken, kimisinde kilometrelerce uzakta tek başında duran tekerlekler de mevcut. Bu da mezar tezini zayıflatmaktadır. Bazı şekillerin ise astronomik özellikleri dikkat çekiyor. Mesela Azrak’ta bulunan bazı şekillerin kış gündönümü ile örtüştüğü tespit edilmişti. Ancak bu kısıtlı bulgu, şekillerin bir çeşit takvim görevi gördüğü iddiasını temellendirmek için çok yetersiz. Ayrıca burada yaşayan ve hiçbir uçma teknolojisine sahip olmayan insanların, sadece havadan gözüken şekiller yapması da çok şaşırtıcı ve ilginçtir. Bu şekillerin bir kısmı, civardaki yüksekliklerden çok uzaktadır, dolayısıyla bir tepeye tırmanarak da görülemezler.

Volkanik Bölgelerde İnşa Edilmiş

Aşağıda duran biri, orada bir şekil olduğunu anlasa bile, şekli tanıyamaz. Tam şekli görmek için göğe yükselmesi gerekiyor. Buralarda yaşayan tarih öncesi insanların, böyle bir inşa işine niçin ve nasıl kalkıştıkları tam bir gizem. Ürdün’de karmaşık tekerlek yapılarına rastlarken, Suudi Arabistan’da daha küçük ve basit çemberler ile düzgün üçgenlere rastlıyoruz. Suudi Arabistan’da, Riyad’a 900 km mesafede Harrat Hayber’de yapılış amacı yine belli olmayan, kenarları demir çubuklarla birleştirilmiş gibi duran, ‘kapı’ ismi verilen ve sadece gökyüzünden görünen 330’dan fazla şekil mevcut. Kapıların uçurtmalardan uzakta, hatta pek fazla hayvanın yaşamadığı volkanik bölgelerde inşa edilmiş olması dikkat çekici.
Gizemli tekerlekler ile kapılar hangi amaçla ve hangi medeniyet tarafından inşa edildi? Neden bunlar sadece gökten görülecek şekilde inşa edildiler? Hangi teknikler kullanılarak bu kadar hassas şekiller oluşturulabildi? Bu soruların cevabını şimdilik bilmiyoruz. Ürdün’de incelemeler çok yavaş bir şekilde devam ediyor. Ne yazık ki şu aşamada Arabistan yarımadasında ne havadan ne de karadan arkeolojik araştırma yapmak pek mümkün gözükmüyor. Dolayısıyla bu garip şekillerin gizemi daha uzun süre çözülemeyecekmiş gibi gözüküyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here